| şahane, bolca iş imkanı, ama orada yaşamak isteyeceğimi sanmıyorum. | Open Subtitles | مذهلة، ومفيدة للأعمال لكن لا اعلم ان كنت اريد العيش هناك |
| Yatılı okula gideceksin. Okumak ve orada yaşamak için. | Open Subtitles | ستذهب إلى مدرسة داخلية للدراسة و العيش هناك |
| Ama orada yaşamak çok zor. | Open Subtitles | ولكن في الحقيقة العيش هناك كان صعباً جداً |
| Savaş sırasında orada yaşamak zorundaydım ve çok sıkıldım. | Open Subtitles | اضطررت للعيش هناك اثناء الحرب واصابنى الضجر منها بشكل شنيع |
| Çünkü sen artık orada yaşamak istemiyorsun. | Open Subtitles | دعني اخرج عند المنزل لأنك لا تريد أن تعيش هناك على أية حال |
| Gözümü Hisar Kent'e dikip, orada yaşamak nasıldır diye hayal ederdim. | Open Subtitles | حدّقت بالمدينة المُسوّرة وحلمت بما ستكون عليها الحياة هناك |
| - orada yaşamak isterim. | Open Subtitles | أحب أن أعيش فيه |
| Evet, bazen. Ama orada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | نعم ، أحياناً ولكني لا أريد أن أعيش هناك |
| Michael ile orada yaşamak istersen, Groby emrinde olacak ve tabii ki ona bakmak için yeterli gelire sahip olacaksın. | Open Subtitles | , غروبي هي تحت تصرفك إذا أنت ِ تريدي العيش هناك مع مايكل و بالطبع , مع الدخل الكافي لأبقاء ذلك فوق |
| Yanlış anlamadıysam Tanrılar Sitesi'nin inşaatının ilerlemediği gibi Romalılar da orada yaşamak istemiyorlar. | Open Subtitles | لذا، إذا كنت فهمت بشكل صحيح، لا يقتصر الموقع ل قصر الآلهة لن يتقدم، ولكن الرومان لم لا تريد العيش هناك. |
| Ama orada yaşamak ve ölmek istemiyorum. | Open Subtitles | ولكني كرهت العيش هناك وقررت في نفسي أني لن أموت هناك |
| Onunla evlenirsen, orada yaşamak zorundasın. | Open Subtitles | ـ" جان " لو تزوجته سيتحتم عليكِ العيش هناك |
| orada yaşamak çok zor olacak. | Open Subtitles | وسيكون من الصعب حقاً العيش هناك |
| - orada yaşamak güzel olur. - Söz veriyorum döneceğim. | Open Subtitles | سيكون من الجيد العيش هناك اعدك ان اعود |
| Ben orada yaşamak istiyorum. | Open Subtitles | اريد العيش هناك |
| orada yaşamak bile istemiyor. | Open Subtitles | و هي حتى لا تريد العيش هناك. |
| orada yaşamak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد العيش هناك |
| Mary artık orada yaşamak istemiyor. | Open Subtitles | مارى) لم تعد تحبذ العيش هناك) أكثر من هذا |
| orada yaşamak için denizci olmaya gerek var mı? Tekne sahibi olmak gibi. | Open Subtitles | هل عليك أن تكون بحارا للعيش هناك, أو تمتلك قارب ؟ |
| Ziyaret için değil, orada yaşamak için. Mars'ın ilk vatandaşları olmak için. | Open Subtitles | ليس للزيارة، بل للعيش هناك أول بعثة حقيقية إلى المريخ |
| Yani, orada yaşamak niyetinde değilsin. | Open Subtitles | ذلك يعني بأنك لاتنوي أن تعيش هناك بنفسك |
| Bazen orada yaşamak burada yaşamaktan daha kolay oluyor. | Open Subtitles | أحياناً الحياة هناك أسهل من هنا |
| - orada yaşamak isterim. | Open Subtitles | أحب أن أعيش فيه |
| Ben orada yaşamak istiyorum! | Open Subtitles | أريد أن أعيش هناك |