"oradaymış" - Translation from Turkish to Arabic

    • كانت هناك
        
    • لقد كان هناك
        
    • متواجداً
        
    • يبحثون الأن
        
    • هناك لقد
        
    • كان وهناك
        
    • كان فيه
        
    • كانت بالحظيرة
        
    • فقد كان هناك
        
    Tüm evraklar oradaymış. Meşale gibi yükselmiş. Open Subtitles كل الأعمال الكتابيه كانت هناك و انتهت كالومضه
    Marsha Kirk de oradaymış, bana herşeyi anlattı. Open Subtitles مارشا كيرك كانت هناك لقد أخبرتني بكل شيء
    Tüm bu zaman oradaymış da hiç kimsenin dikkatini çekmemiş mi? Open Subtitles كانت هناك طوال ذلك الوقت ولم يلاحظ أحد ؟
    Clark, uzay gemisi indiğinde o da oradaymış. Open Subtitles كلارك، لقد كان هناك عندما هبطت السفينة الفضائية
    Cinayet gecesi oradaymış ve tartıştıklarını görmüşler. Open Subtitles لقد كان متواجداً في ليلة الجريمة وشوهد يتناقش بحدة مع الضحية
    Ortakları Joe Keenan, 20 yıllık kıdemli oradaymış, iki kere yapmış ama hiçbiri iyi gitmemiş. Open Subtitles ومعهم جو كينين ويعملون معاً منذ 20 سنة وكلهم يبحثون الأن ، وكلهم خطرين وهذا كله ليس في صالحك
    Şerifin dediğine göre ben onu bulmadan bir saattir oradaymış. Open Subtitles الرقيب يقول بانها كانت هناك لساعات قبل العثور عليها
    Orjinallerini araştırmam gerekti ama o kadar zamandır oradaymış. Bu şey gerçek. Open Subtitles اضطررتُ لإخراج المخطّطات الأصليّة لكنّها كانت هناك طوالَ تلك السنوات، هذا أمرٌ حقيقيّ
    Dediğine göre o gece karısı da oradaymış, ve yangında ölmüş. Open Subtitles لقد أخبرني أن زوجته كانت هناك في تلك الليلة وقد لقيت حتفها في ذلك الحريق
    Park kayıtlarına göre oğlu Evan ile oradaymış. Open Subtitles سجل الرحلات يظهر انها كانت هناك مع ابنها ايفان
    Ama annem onunla sanki hemen oradaymış gibi konuşuyordu. Open Subtitles لكن والدتي كانت تتحدث إليها تماماً كما لو كانت هناك
    Sana yalan söylemiş. Bunca zaman oradaymış. Open Subtitles .لقد كذّبَ عليكِ لقد كانت هناك طوالَ الوقت
    Bombayı kurarken oradaymış. Open Subtitles لقد كان هناك عندما كانو يزرعون القنبله
    Cep telefonunu takip ettim, tüm gece oradaymış. Open Subtitles تحققت من هاتفه لقد كان هناك طوال الليل
    oradaymış. Ayindeymiş. Open Subtitles إنه كان متواجداً خلال أداء الطقس
    Bay Ruiz 5 dakika sonra gidince müşteri hâlâ oradaymış. Open Subtitles 36 وعندما غادر السيد "رويز" بعد ذلك الوقتُ بـ5 دقائق كان ذلك الزبونُ لا يزالُ متواجداً
    Ortakları Joe Keenan, 20 yıllık kıdemli oradaymış, iki kere yapmış ama hiçbiri iyi gitmemiş. Open Subtitles ومعهم جو كينين ويعملون معاً منذ 20 سنة وكلهم يبحثون الأن ، وكلهم خطرين وهذا كله ليس في صالحك
    Dedektif oradaymış, Norman ona kızdan bahsetmiş. Open Subtitles هذا المحقق كان وهناك ونورمان اخبره كل شئ عن الفتاه
    Sen onu çağırana kadar oradaymış. Open Subtitles هذا هو المكان الذي كان فيه حتى قمتِ باستدعائه
    Başından beri oradaymış. Open Subtitles لقد كانت بالحظيرة.. طوال الوقت.
    Galeride her ne olduysa o da oradaymış. Open Subtitles أياً كان ما حدث في المعرض، فقد كان هناك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more