| Orlando'daki dedesi ve anneannesinin evinde Astor ve Cody'yle kalabilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يعيش مع آستر و كودي أجدادهم في أورلاندو |
| Orlando'daki eğlence dünyası. | Open Subtitles | عالم المرح في أورلاندو, كما قالت تلك الفتاة |
| Orlando'daki eğlence dünyası. | Open Subtitles | عالم المرح في أورلاندو, كما قالت تلك الفتاة |
| İnsanlar, sizin hakkınızda bir şeyler bildiklerinde size daha çok güvenir... yani, Orlando'daki metresinizin adı ve adresi... ya da gizli kumar alışkanlığınız hakkında bilgi. | Open Subtitles | الناس يثقون بك عندما يمسكون عليك شيئا مثل، أن تقول، إسم وعنوان عشيقة في أورلاندو أو معلومات حول عادة قمار سرية |
| Söylediklerimizi yap yoksa, ... Orlando'daki eski karın ve çocuklarının hayatı çok kısa olur | Open Subtitles | عليك أن تقوم بما قيل لك، أو أن حياتك ستكون قصيرة وسريعة على زوجتك السابقة وأطفالك في أورلاندو |
| Çocuğunun okulda piyesi mi var, Noel günü mü, Orlando'daki en iyi fahişeyle mi birliktesin umurumda olmaz. | Open Subtitles | لا يهمني إذا كان طفلك يلعب المدرسة عشية عيد الميلاد، وتحقيق أفضل. وفي اللسان في أورلاندو |
| Size Orlando'daki Miata Kraliçeleri'yle ilgili birkaç broşür yollarım. | Open Subtitles | سأرسل لكَ بعض الكتب عن ملكات الـ مياتا في أورلاندو |
| Orlando'daki ünlü Stampard Tenis Akademisi'ne gideceksin. | Open Subtitles | أكاديمية " ستامبرد " الشهيرة للتنس في " أورلاندو " ؟ |
| Annem Orlando'daki ilk arkadaşını buldu. | Open Subtitles | أمي كونت صداقتها الأولى في أورلاندو |
| Harrison da Orlando'daki ağabeyi ve ablasıyla çok iyi vakit geçirecek. | Open Subtitles | وسيستمتع (هاريسن) كثيراً{\pos(192,210)} مع أخته الكبرى وأخيه الأكبر في (أورلاندو) |
| Orlando'daki bir şubeyi yönetiyordum. | Open Subtitles | "حسناً ، أدير فرع في "أورلاندو |
| Orlando'daki perili köşk. | Open Subtitles | -القصر المسكون في أورلاندو |
| - Evet. Orlando'daki perili köşk. | Open Subtitles | -القصر المسكون في أورلاندو |
| Orlando'daki evime geliyorum. | Open Subtitles | أنا سآتي إلى المنزل في (أورلاندو) |
| Orlando'daki evdeki. | Open Subtitles | العودة إلى البيت في (أورلاندو)، |