Ben Buzz Blister ve ortağım Biff, Amazon ormanının kalbindeyiz. | Open Subtitles | بز بلستر هنا في قلب غابة الأمازون مع شريكي بف |
Bu tepeyi geçer geçmez ölüler ormanının yakınına varmış olacağız. | Open Subtitles | عندما نصل لقمّة التلّة سنكون قد اقتربنا مِنْ غابة الموتى |
Ve ardından da şeker ormanının yedi katmanını... geride bırakmam gerekti. | Open Subtitles | بعد ذلك سافرت خلال المستويات السبعة في غابة الحلوى |
Amazon yağmur ormanının kalbinden bir son dakika haberiyle karşınızdayız. | Open Subtitles | مباشرة من قلب غابات الآمازون المطيرة لدينا بعض الأخبار العاجلة |
ve Uturi ormanının yaklaşık 1300 çeşit bitkide barındırdığı biliniyor. | TED | هي غابات ايتوري— مايقارب ال1300 نوع من النباتات تم اكتشافه الى حد الان |
Düğün günü, hırsızlar ormanının boşaltılmasını ve içindeki herşeyin tutuklanmasını istiyorum. | Open Subtitles | فى يوم الزفاف أريد أن يخلى سبيل جميع لصوص الغابه و جميع المقبوض عليهم |
Bambu ormanının ilerisine korumaya yemin ettiğim yere gidiyorsun. | Open Subtitles | أنتَ ذاهبٌ إلى الجانب البعيد من غابة الخيزران، إلى المكان الذي أقسمتُ على حمايته |
Banyan ormanının harikalarını görmek istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | أريد رؤية عجائب غابة تين البنغال، اتّفقنا؟ |
Engin tayga ormanının sınırında gezegendeki en müthiş avcı-av ilişkilerinden birini görüntülemeyi umuyorlardı. | Open Subtitles | عند حافة غابة تايغا الشاسعة، يأمل الفريق تصوير واحدة من أروع علاقات المفترس والفريسة على كوكبنا |
Ölen üçüncü polis, devlet ormanının yakınlarında birini kenara çeken bir atlı polisti. | Open Subtitles | الشرطي الثالث الميت كان أحد أفراد الأمن الذي تسبب بإيقاف شخص بالقرب من غابة الولاية. |
Peki o zaman bu Navy SEAL neden Afgan ormanının ortasında ölüme terkedildi? | Open Subtitles | لذا ، لماذا تُركت تلك المُجندة بمفردها لتموت بوسط غابة أفغانية ؟ |
Bu çocuk, -muhtemelen on yaşından küçük- Bangladeş'te, dünyanın en büyük mangrov ormanının bulunduğu Sundarbans'ta petrol sızıntısını çıplak elle temizliyor. | TED | هذا طفل على الأرجح عمره أقل من 10 سنوات، يقوم بتنظيف تسرّب نفط و هوعاري اليدين، في سونداربانس، وهي أكبر غابة لشجر المنغروف في بنغلاديش. |
Orada, Niola ormanının ötesinde bir abide var. | Open Subtitles | "هناك خلف "غابة نيولا" يوجد عمود "مونوليث الصخرى |
Yağmur ormanının yapraksı örtüsünün altındayız. | Open Subtitles | هنا ستارة underthe المُحاطة بالأشجارِ غابة أمطار ofthe الإستوائية، |
Gelin, bugün "İnsan ve Doğa" programında Kangwon'daki bambu ormanının sesini dinleyelim. | Open Subtitles | "اليوم في برنامج"الطبيعة والناس إننا نستمع لصوت الرياح في غابة الخيزران |
- Costa Gravan ormanının belli bölgelerinde füzeler var. | Open Subtitles | هناك رؤس نووية في أماكن منتشرة في غابات كوستا جرافين |
Charles ormanının orda bi kaç iz bulmuşlar . | Open Subtitles | لقد قال انهم وجدوا خيمة مدمرة في غابات تشارلز -وبعد؟ |
Seremoniyi Harbor ormanının özel bir yerinde yapması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت انهُ عليها ان تقيم المراسم في مكانٍ معينٍ من الغابة "قربَ غابات "هاربور |
Sen şu yukarıda, resif ormanının yanında yaşıyorsun. | Open Subtitles | نعم , انت تعيش هناك فى مجرى النهر على جناح الغابه |
İki koşucu ormanının içinde bir beden buldu. | Open Subtitles | راكضين عثرا على جثه فى الغابه |
Ama yağmur ormanının muazzam çeşitliliğinde, sesini duyurmaya çalışan sayısız canlı vardır. | Open Subtitles | لكن بتنويعِ الغابةَ المدهشَ هناك آخرون غير معدودون يحاولون اسماع صوتهم ايضاً |