Ölmeyi önemsemiyosun, anladık, ama baban... onu ormanın derinliklerine götüreceğim ve canını güzelce yaktıktan sonra onu öldüreceğim. | Open Subtitles | قد لا تمانع أن تموت، أمّا والدك، فسآخذه .للغابة و أؤذيه بشدّة قبل أن أقتله |
Kendini suçluyor, ormanın derinliklerine koşuyor ve sonunda bir çakal bedeninin içinde tutsak oluyor. | Open Subtitles | إنها تلوم نفسها، فتركض للغابة وفي النهاية تُحاصر بداخل جسد ذئب بريّ |
Ve bulmak için en iyi yol ormanın derinliklerine doğru tırmanmaktır. | Open Subtitles | وأفضل طريقة للعثور عليه هو التسلق نزولا في أعماق الغابة. |
Her aile üyesi, ormanın derinliklerine giden bu koroya kendi parçasını ekler. | Open Subtitles | كل فرد من أفراد الأسرة يُضيف صوته إلى الأغنية التي تنتشر في أعماق الغابة |
Eğer cesetleri buraya atıyorsa ormanın derinliklerine atıyordur. | Open Subtitles | إن كان يرميها هنا فهو يرميها في عمق الغابة |
Çapkınlar ıssız ormanın derinliklerine doğru yürüyüş yaparlar sonra kaybolurlar, hipotermi geçirirler bu yüzden acil durum sinyaline ihtiyaç duyarlar | Open Subtitles | يغوص في عمق الغابة ... يتيه يصاب بإنخفاض درجة الحرارة "ولهذا يحتاجون "جي بي إس |
Beni ormanın derinliklerine sürüklerken, sadece güldüler. | Open Subtitles | كانوا يضحكون، وهم يسحبوني إلى أعماق الغابة |
Çocuklarımız ormanın derinliklerine gidiyorlar. | Open Subtitles | أبنائنا ذهبوا للغابة المظلمة |
ormanın derinliklerine, onları neyin çektiği bilinmiyor. | Open Subtitles | ما يدفعه للسفر في أعماق الغابة أمر محيّر |
Sadece size zaman kazandırmaya çalışıyorum. Sana tavsiyem, Joe'yi al ve gidebildiğiniz kadar ormanın derinliklerine gidin, hem de hiç zaman kaybetmeden. | Open Subtitles | أنصحك بإبعاد "جو" في أعماق الغابة بقدر الأمكان وبأسرع ما يمكن |
Bizi ormanın derinliklerine kadar takip ettiler. | Open Subtitles | إنهم يتبعوننا إلى عمق الغابة. |
Kanepeyi ormanın derinliklerine bırakalım orada kimse bulamaz. | Open Subtitles | لنجر الكنبة إلى أعماق الغابة ونتركها هناك ولن يجده أحد |