Geride, Orta Doğu'nun bir bütün içinde, farklı inançlara sahip insanların beraber yaşadığı zamanlarının hayalini bıraktı. | TED | قد تركت حلم الشرق الأوسط كوحدة، وحدة حيث يستطيع الناس من ديانات مختلفة العيش معا. |
Bu sonbahar New York'da Orta Doğu'nun geleceği ile ilgili büyük tartışmalar başladığında sergilenecek. | TED | في نيويورك هذا الخريف، سيتم عرضها حين تنعقد المناظرة العظيمة حول مستقبل الشرق الأوسط. |
Dahası, şiddet güneye, Latin Amerika, Karayipler, Orta ve Güney Afrika’nın bazı bölgelerine, Orta Doğu’nun bir kısmına ve Orta Asya’ya doğru kayıyor. | TED | العنف يتجه جنوبًا كذلك نحو أمريكا اللاتينية وجزر الكاربيان إلى أجزاء من أفريقيا الوسطى وأفريقيا الجنوبية، إلى أطراف من الشرق الأوسط وآسيا الوسطى |
Ne yazık ki, bu henüz Orta Doğu'nun haritası değil. | TED | للأسف، هذاه ليس خريطة الشرق الأوسط بعد. |
Bakın, Orta Doğu'nun bu hâliyle istikrarlı olmasının üç sebebi var. | TED | هناك ثلاثة أسباب جعلت الشرق الأوسط ثابتاً على وضعه |
Bahsedilen dünya, Orta Doğu'nun çölleri çıktı. | Open Subtitles | لقد تحولت أنظار العالم إلى صحراء الشرق الأوسط |
Orta Doğu'nun üzerinde raptiyeler ve Lewis Scanlon'ın fotoğrafları ve onunla alakalı yazılar olan Coğrafya dersi gibi bir şeye benziyor. | Open Subtitles | ياللهول, يبدو كأنه درس جغرافيا بدبابيس على الشرق الأوسط وصور ومقالات عن لويس سكانلون ما الذى تنوون فعله؟ |
Bazı insanlar demokrasinin Batıya ait bir fikirinin olduğunu söylerler, ama bu Orta Doğu'nun yaşam biçimi ile çelişkilidir | Open Subtitles | هناك أناس تقول أن الديمقراطية هي فكرة غربية هذا غير متوافق لطريقة عيش الشرق الأوسط |
Orta Doğu'nun yeni Vahşi Batısı. | Open Subtitles | الغرب المتوحش الجديد في الشرق الأوسط القديم. |
Orta Doğu'nun yeni Vahşi Batısı. | Open Subtitles | الغرب المتوحش الجديد في الشرق الأوسط القديم. |
Orta Doğu'nun ortasında Allah'ın bile bilmediği bir yerdeyiz. | Open Subtitles | لقد كُنا في منتصف الشرق الأوسط. الرب وحده لا يعرف مكاننا. |
Yarın bu saatlerde Orta Doğu'nun her köşesine bombalar yağdıracağız. | Open Subtitles | ،بمثل هذا الوقت غداً سنسقط قنابل على جميع أنحاء الشرق الأوسط |
Eşcinsellik Orta Doğu'nun çoğu yerinde yasa dışı sayılıyor. | Open Subtitles | المثلية مخالف للقانون تقريباً في كل الشرق الأوسط |
Orta Doğu'nun başından sonuna kadar dini ve tarihi eserler yağmalandı. | Open Subtitles | وتدمير الآثار الدينية والتاريخية في كل مكان في الشرق الأوسط |
Orta Doğu'nun barış karşıtı bariyerlerinden biri Israel ve Filistin halkının iki tarafta da anlamaması kolektif bir kader paylaştığını. | TED | أحد أكبر عوائق السلام في الشرق الأوسط هو أن كلا الطرفين، إسرائيل، على ما أعتقد، والفلسطينيين، لا يفهمون أنهم يتشاركون في مصير مشترك. |
Orta Doğu'nun bayları ve bayanları, işte çok ciddi bir konu. | TED | سيداتي سادتي من الشرق الأوسط . هاكم مشكلة حقيقية . |
Orta Doğu'nun daha fazla Yahudi'ye ihtiyacı yok. | Open Subtitles | الشرق الأوسط ليس بحاجة إلى يهود أكثر |
Ayrıca Normanlar, 1095-99'da kanlı bir çatışmayla Orta Doğu'nun belirli kısımlarında yeniden kurulan Hristiyan kontrolü olan Haçlı Seferleri'nin merkeziydiler. | TED | كما أن النورمان كانوا عنصر مهم في الحملة الصليبية الأولى عام 1095- 99، وهي نزاع دموي أدى إلى إعادة السيطرة المسيحية في بعض المناطق من الشرق الأوسط. |
Tyler Fog ise para işlerinde Orta Doğu'nun bir çok yerini gezmiş durmuş, | Open Subtitles | (تايلور فوغ) هو مموّل العملية سافر كثيراً إلى الشرق الأوسط |
Partiden sonra, VIP odasında Samantha kendini Orta Doğu'nun ortasında yapımcı Sheikh Khalid'in tam karşısında otururken buldu. | Open Subtitles | في غرفة الشخصيات الهامة و بعد الحفلة وجدت سمانثا نفسها في وسط الشرق الأوسط جالسة مباشرة أمام المخرج (شيخ خالد) |