"orta yerinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • في منتصف
        
    • في وسط
        
    Katherine Hale'in cep telefonu kasabanın orta yerinde yeniden açılmış. Open Subtitles هاتف كاثرين هايل الخليوي عاد للعمل وموقعه في منتصف البلدة
    Omagh'da bomba 'Gerçek IRA' tarafından barış sürecinin orta yerinde infilak ettirildi. TED في أوما، انفجرت قنبلة، على يد الجيش الجمهوري الإيرلندي الحقيقي، في منتصف عملية السلام.
    Birdenbire, kapının önünde, bir lambanın altında, bu binanın orta yerinde genç bir Nazi subayı bize: Open Subtitles فجأة، وقبل الباب وتحت المصباح في منتصف المبنى جندي من القوات الخاصة قال لنا
    O zaman beni vur, ve kim olduğunu, nerden geldiğini, nereye gideceğini, bir sonraki adımının ne olacağını bilmeden karanlık bir ormanın orta yerinde tek başına kal. Open Subtitles إذا أطلق النار علي وستكون لوحدك في وسط الغابة المظلمة بدون أي فكر من تكون وأين تذهب
    Dairenin orta yerinde kriz geçiriyorsan, ilgilendirir! Open Subtitles إنه من شأني عندما تأتيك نوبةٌ مرضية في وسط وكالة المباحث الفيدرالية
    Yemen'in orta yerinde kimin aklına somonlar için mükemmel üreme bölgeleri olduğu gelirdi ki? Open Subtitles من كان يتوقع انه هنا في وسط اليمن ارضاً خصبه مثاليه ، للسلمون ؟
    Bu fare bozuntusu, bir yıI önce, düğünümüzün orta yerinde kaçtı. Open Subtitles هذا عذر سيء لجرذ هرب قبل سنة في منتصف زفافنا
    Sevişirken orta yerinde ben çekilsem. Gitsem- Open Subtitles وفجأة في منتصف هذا تفقدت أغراضي ورحلت هكذا
    Ne çeşit bir salak, para dolu bir kamyonu hiçliğin orta yerinde bırakıp gider? Open Subtitles من يكون غبياً بما فيه الكفاية لـ يترك المال في منتصف مكان مجهول؟
    Oyunun orta yerinde kaçmak yok. Yenilmekle aynı şey. Ben mi? Open Subtitles .ممنوع الهرب في منتصف اللعبة .فهذا يعادل الهزيمة
    Benimle gelip sadece bir şeyler içersin ve eğer içkinin orta yerinde kalkıp gitmek istersen, bunu senin... Open Subtitles تخرجي معي فحسب لإحتساء مشروب وحتى لو قومتي وغادرتي في منتصف المشروب لن
    Barın orta yerinde resmen panik atak geçiriyordum o derece yani! Open Subtitles كنت أتعرض لنوبة فزع تامة في منتصف النادي
    Operasyon üzerindeyiz ama sen ne yapacağını unutmuş gibi operasyonun orta yerinde durup bekliyorsun. Open Subtitles أننا في منتصف المهمة و أنت تقفين بالطريق كما لو أنكِ نسيتِ ماذا تفعلين
    Böyle şeyleri trafiğin orta yerinde niye yaparlar hiç anlamıyorum. Open Subtitles لا افهم لمَ يفعلون هذه الاشياء في منتصف الطريق انها مزعجة
    Aptalca bir sevişmenin orta yerinde olduğundan eminim ama burada işler kabus gibi. Open Subtitles وموقنة أنّك في وسط مضاجعة سخيفة، لكنّه كابوسٌ هنا.
    Ya da lanet bir tarlanın orta yerinde, eğer hoşumuza... Open Subtitles أو في وسط حقل لعين إذا شعرنا إنّنا نريد ذلك...
    Çölün orta yerinde lüks bir yer yapmak insanların dikkatini çekebilirdi. Open Subtitles بوجود منتجع فاخر في وسط الصحراء الذي من شأنه أن يجذب الناس ويصبح شيئا كبيرا
    Çölün orta yerinde telefonun çalışıyor olamaz. Open Subtitles فمن المستحيل أن يرن هاتفك هنا، في وسط الصحراء.
    Ve tam da dini bir kıyamet komplosunun tam orta yerinde? Open Subtitles في وسط مؤامرة هرمجدون الدينية؟ هرمجدون هي المعركة التي يهزم فيها يسوع الدجال والنبي الكاذب والشيطان في معركة الشيطان
    Ve evde, bir odanın tam orta yerinde etrafta başka bir şey yok, formaldehit içinde bir el ve üstünde bir plaka: Open Subtitles وفي المنزل، في إحدى الغرف، بمفردها في... وسط الغرفة، تقبع اليد المقطوعة في الفورمالدهيد مع لافتة مكتوب عليها:
    Manhattan'ın orta yerinde iki yabancı birbirlerine telefonlarını verdiler. Open Subtitles يوجد في وسط مانهاتن... ... أعطى اثنين من الغرباء كاملة من أرقام الهاتف غير المدرجة في البورصة بهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more