| Babasının ortadan kaybolmasıyla ilgili şu Steven Rae denen adamla temasa geçmeye çalışıyor. | Open Subtitles | تحاول أن تكون على إتصال مع ستيفن راي بسبب إختفاء والدها |
| Selden sonra, eşinizin ortadan kaybolmasıyla ilgili sorguya çekilirken oğlunuzun öldüğünü söylemiştiniz. | Open Subtitles | أثناء الفيضان لقد صرّحت عندما تمّ إستجوابك حول إختفاء زوجتك |
| Portia Richmond'ın ortadan kaybolmasıyla ilgisi var mı? | Open Subtitles | هل له اي علاقة بقضية اختفاء بورشيا ريتشموند؟ |
| Kelli Marino'nun ortadan kaybolmasıyla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | " نحن نعتقد أنه على علاقة بإختفاء " كيلي مارينو |
| Şimdi Rachel'ın ortadan kaybolmasıyla ilgili sebepler konusunda anlaşamadığımızı biliyorum ama Jenny'le konuşabilir misiniz, Iütfen? | Open Subtitles | مع فتاة أخرى الآن، أدرك أننا نختلف حول الأسباب لاختفاء (راشيل) |
| Onun ortadan kaybolmasıyla bir alakan olduğunu öğrenirsem seni ve yaptığın her şeyi parçalara ayırırım. | Open Subtitles | إن إكتشفت أنه كان لك أي صلة بإختفائها, سأمزقق أنت و كل شيء بَنَيتَه أبداً. |
| Will Bowman'ın ortadan kaybolmasıyla Broussard ile muhtemel bağlantısıyla ve kayıp eserle ilgileniyorum. | Open Subtitles | أنا مهتم بموضوع أختفاء ويــل بومان وأحتمالية وجود ربط بينه وبين بروسارد وأختفاء الصندوق الواقي |
| Bu yüzden bundan senin kadar nefret ediyorum, fakat ortadan kaybolmasıyla ilgili soruşturma... | Open Subtitles | لذا أنا لستُ مُعجباً بذلك القرار أكثر منك لكن التحقيق بشأن إختفائها |
| Polis komiseri Loeb'e yöneltilen komplo suçlamaları önemli bir görgü tanığının ortadan kaybolmasıyla birlikte geri çekildi. | Open Subtitles | على مفوض شرطة يُدعى (لوب) قد تم إسقاطها جميعاً اليوم وذلك بعد إختفاء شاهد أساسي بالقضية |
| Bir şekilde Gemma'nın ortadan kaybolmasıyla bağlantısı olabileceğini söylediler. | Open Subtitles | إنّهم يعتقدون أنّها قد تكون مُتورّطة بطريقة أو بأخرى في إختفاء (جيما). |
| Andy'nin ortadan kaybolmasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz? | Open Subtitles | ماذا يمكنكِ أن تخبرينا عن إختفاء (اندي)؟ |
| Riley'nin ortadan kaybolmasıyla bu hırsızlık birbiriyle bağlantılı mı? | Open Subtitles | وهل تظنانِ بأنَّ إختفاء # رايلي # |
| Soruşturmanın en önemli içeriği ise Gerardo Moncada ve Fernando Galeano'nun ortadan kaybolmasıyla ilgili. | Open Subtitles | الجزء المهم في هذا التحقيق ينطوي على إختفاء (جيراردو مونكادا) و (فرناندو غاليانو) |
| Haber uluslararası alanda ilgi topladı ve Walton'ın ortadan kaybolmasıyla ilgili tartışmalı durum artık doruk noktasına ulaştı... | Open Subtitles | ولقد ذابت القصة في الهتمام الدولي والجدل الدائر حول اختفاء والتون قد وصل الى حد الغليان بدون اي اثر ل... |
| Dem'in ortadan kaybolmasıyla ilgili soruşturmanın bir parçası olarak şehir merkezindeki evsiz bir adamın vurulmasını araştırıyoruz. | Open Subtitles | إنها جزء التحقيق بشأن اختفاء (ديميتري) نقوم بالتحرّي في قضية قتل رجلٍ مشرّد في مأوىً وسط المدينة. |
| Diane Fowler'ın ortadan kaybolmasıyla ilgili soruşturmayı artık DC Büro'su devraldı. | Open Subtitles | التحقيق في أمر (اختفاء (دايان فولر تم التكفل به من طرف مكتب العاصمة |
| Eşinizin ortadan kaybolmasıyla bir bağlantınız var mı acaba Bay Butler? | Open Subtitles | هل لك أيّ علاقة بإختفاء زوجتك، سيّد (بتلر)؟ |
| Gemma Butler'ın ortadan kaybolmasıyla ilgili çok önemli bilgileriniz olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أنّ لديكِ معلومات مُهمّة فيما يتعلق بإختفاء (جيما بتلر). |
| Jack Watson'ın ortadan kaybolmasıyla ilgili sorgulanmak üzere çağrılıyorsun. | Open Subtitles | أنت مطلوب للاستجواب لاختفاء (جاك واطسون) |
| Belki onun ortadan kaybolmasıyla bir ilgisi vardır. | Open Subtitles | رُبما لديه علاقة بإختفائها |
| Babanız Jesse'nin ortadan kaybolmasıyla ilgili ilk soruşturmayı yürütüyordu. | Open Subtitles | أن والدك كان يدير التحقيقات (الأولية بشأن أختفاء (جيسي |
| ortadan kaybolmasıyla benim bir alâkam yok. | Open Subtitles | إختفائها لم يكن بسببي |
| Korku içinde mi? Karınızın ortadan kaybolmasıyla ilgili bir şeyler görmüşe benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنّه قد رأى شيئاً له علاقة باختفاء زوجتك |