"ortadaydı" - Translation from Turkish to Arabic

    • وضوح
        
    • مكشوفة
        
    • واضحا
        
    • واضح
        
    Bu hayvanın geçmişte insan öldürdüğü biliniyordu ve kurum için bir yük olduğu ortadaydı. Open Subtitles هذا الرجُل، لديه سجل سابق لقتل أُناس. هو بكُل وضوح مسئولية الـمؤسسة.
    Belki detaylar sisliydi ama gerçek gün gibi ortadaydı. Open Subtitles ,ربما التفاصل لم تكن واضحة و لكن الحقيقة كانت واضحة وضوح الشمس
    Grup vagonlu Himalaya ortadaydı. Open Subtitles ركوب لعبة الهيمالايا عربات مجموعة مكشوفة
    Tek vagonla Dönme Dolap ortadaydı. Open Subtitles دولاب الهواء عربات مفردة مكشوفة
    Şiilerin ne kadar önemli bir grup olacakları ve bizim onları anlamamız ve onlarla nasıl anlaşacağımızı bulmamız gerektiği ortadaydı. TED وكان واضحا أن الشيعة يمثلون قوة لا يستهان بها، وسنفعل حسناً إن أستطعنا فهمهم وتعلّم كيفية التعامل معهم.
    Kendi çocuğumu büyütemeyeceğim gün gibi ortadaydı. Open Subtitles وسرعان ما بات واضحا أنني غير مؤهل لأربي طفلا بنفسي
    Sezgiseldi ve apaçık ortadaydı. Peki ya evrim? TED إذاً كان هذا بديهي و واضح. والآن ماذا عن نظرية التطور؟
    O oradaydı ve beni öpmek istediği ortadaydı. Open Subtitles كان هناك، وهو بكلّ وضوح أراد أن يقبلني.
    O oradaydı ve beni öpmek istediği ortadaydı. Open Subtitles كان هناك، وهو بكلّ وضوح أراد أن يقبلني.
    Her şey bütün berraklığıyla ortadaydı. Open Subtitles كل شيء كان واضحا وضوح الماء
    Tek vagonlu Fermuar ortadaydı. Open Subtitles ركوب لعبة السحاب عربات مفردة مكشوفة
    O kapı çok ortadaydı. Open Subtitles هذه الباب كانت مكشوفة لدى الكثيرين
    Bay Polk'la konuşurken bu oldukça ortadaydı. Open Subtitles ذلك كان واضحا عندما تَكلّمنا مع السيد بولك
    Seni ne kadar çok sevdiği ortadaydı ve senin de onu ne kadar çok sevdiğini biliyordu. Open Subtitles لقد كان واضحا فقط مقدار محبتها لك أعتقد أنها تعرف
    Hepsi palavra. Her şey ortadaydı. Biliyorduk. Open Subtitles كل شيئا كان واضحا ونحن تجاهلناة
    Ama bu seçtiğim bu belirli rota için çok ortadaydı, açıktı, okul uzakta oldukça, sonuçlar daha kötü görünüyordu. TED لكن كان من الطبيعي جداً، واضح جداً، أن هذا الطريق تحديداً الذي أخذته، كلما كانت المدرسة نائية، كلما كانت النتائج أسوأ.
    Sunağın altındayken onu izledim ve kalbinin kime ait olduğu apaçık ortadaydı. Open Subtitles حسنا لقد رايته عندما كان في الكنيسه وكان واضح لي تماما اين يقع قلبه
    Ama biz birini gördüğümüzde o fikrin kazanacağı apaçık ortadaydı. Open Subtitles لكن عندما رأينا هذه واضح أن الكثير من الفكر دار حولها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more