| Hayır efendim, çalışma odasında bazı iş ortaklarıyla beraber. | Open Subtitles | ـ لا يا سيدي. إنه في غرفة المكتب مع بعض شركائه في العمل. |
| Babamın o akşam ortaklarıyla bir toplantı yaptığını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر تلك اللية عندما كان أبي مجتمعا مع شركائه |
| Buraya gelmek ve bu gece burada olmak için ortaklarıyla toplantısını iptal etti. | Open Subtitles | فصلياً اجتماعاً فوت للمجيء شركائه مع الليلة هنا يكون لأن و للبلدة |
| Bu suçlu, kendisi ve suç ortaklarıyla gece yarısına kadar Kommandantur'a gelmezse misilleme olarak 10 rehine kurşuna dizilecek. | Open Subtitles | اذا لم يسلم نفسه الرجل المسؤول عن ذلك وشركائه الى الـ"كوماندانتشر" بحلول منتصف الليل عشرة رهائن ينطلق النار عليهم |
| Ama Cali daha iyi bir teklifle gelir gelmez, yeni ortaklarıyla el sıkıştı. | Open Subtitles | لكن عندما حصل على عرض أفضل من كالي فتح ذراعيه مرحباً بالشركاء الجدد |
| Kaynakları sınırlı, takip edildiklerini bildiği için adı bilinen ortaklarıyla iletişime geçmeyecek kadar akıllı biri. | Open Subtitles | لديه أناس قليلون وهو ذكي كفاية لعدم إتصاله بشركائه المعروفين لأنه يعرف بأننا نراقب |
| Tüm suç ortaklarıyla birlikte tutuklandı. | Open Subtitles | لقد أُلقي القبض عليه هو وشركائه |
| Bu suçlu, kendisi ve suç ortaklarıyla gece yarısına kadar Kommandantur 'a gelmezse misilleme olarak 10 rehine kurşuna dizilecek. | Open Subtitles | اذا لم يسلم نفسه الرجل المسؤول عن ذلك وشركائه الى الـ"كوماندانتشر" بحلول منتصف الليل عشرة رهائن ينطلق النار عليهم |
| İsim ortaklarıyla bir toplantı çağrısına ihtiyacım var. | Open Subtitles | كما احتاج لاجتماع بالشركاء الرئيسيين |
| Polis Thomas'ın bilinen tüm iş ortaklarıyla görüştü. | Open Subtitles | سألت الشرطة عن جميع رفاق (توماس) المعروفين |
| Bilinen tüm ortaklarıyla birlikte Henson'ı araştırmaya başladık zaten. | Open Subtitles | نحن نبحث بالفعل عن (هينسون) بالإضافة لكلّ زُملائه المعروفين. |