Sohbetimizin ortasındayken odaya sanki hayalete benzer bir figür girerdi. | Open Subtitles | بينما كنا في خضم الحديث بدا وكأن شبحا يدخل الغرفه |
Ne yazık ki, makine tam işinin ortasındayken bir güç dalgalanması oldu. | Open Subtitles | لسوء الحظ واجهنا خللاً في الطاقة عندما كان الجهاز في خضم عمله |
İncilde şöyle yazar: "Hayatın ortasındayken bile ölümle iç içeyiz." | Open Subtitles | يقول الكتاب المقدس في خضم الحياة نحن ميتون |
Programın ortasındayken, her şey kötüye gittiğinde, bana kafasının içinde hep oraya gittiğini söylerdi. | Open Subtitles | عندما كنا في منتصف البرنامج وعندما كانت الأمور تسوء كان يخبرني , أين كان يذهب بمخيلته |
Biz Shonan'da çim savaşının ortasındayken Yokohama'daki arkadaşımı ziyaret ettim. | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord4}{\1cHFFFFFF\3cHFF0\b1\}عندما كنا في منتصف السباق في المنطقة {\3cHFFFFFF\bord4}{\1cHFFFFFF\3cHFF0\b1\}"لقد زرت صديقا في "يوكوهاما |
Bir şeylerin ortasındayken böyle kafa karıştırıcı olmaları... - Belirsiz olmaları. | Open Subtitles | عندما تكوني في خضم شيء، كيف يمكن للأمور بأن تصبح مربكة أليس كذلك؟ |
Kavganın ortasındayken nasıl dingin kalıp öfkeden uzak durabilirsin? | Open Subtitles | كيف سأبقى هادئا بدون غضب، في خضم معركة؟ |
En garibi de, tüm bu olanların ortasındayken bile... .. aklımı zombiden, Christophe'tan alamıyordum. | Open Subtitles | ، وأغرب شيء في خضم كل هذا لمأستطعالتوقفعنالتفكيرفي . (غيبوبة(زومبي)، (كريستوف |