Bu süre boyunca, son derece ataerkil olan Ortodoks Mormon dininin bir parçasıydım. | TED | طوال كل هذا الوقت، كنت جزءا من ديانة المورمون الأرثوذكسية البطريركية. |
Newsweek dergisinde çalışan kankam diyor ki yakalanmaktan öylesine korkuyormuş ki, o yüzden saçını uzatmış ve koca bir Ortodoks sakalı bırakmış. | Open Subtitles | لدى صديق بالشبكة يقول بأنه شديد الخوف من أن يتم الإيقاع به لدرجة أنه أطال شعره و ربى لحية كبيرة على الطريقة الأرثوذكسية |
Eski usul olursa, daha Ortodoks tarzı, sokak işi. | Open Subtitles | و لدينا الطريقة القدمية، مثل الأرثوذكسية و المواطنين على الرصيف، |
Ateist olduğun ve kültürel mirasını reddettiğin için bilemeyeceğin bir Ortodoks kutlaması için. | Open Subtitles | لاحتفال أرثوذكسي لن تعرفي عنه لأنّكِ مُلحدة ورفضتي إرثك. |
Ama hâlâ Rum Ortodoks düğünlerinden yapalım diyor. | Open Subtitles | لكنه مُصر على إقامة زفاف ارثوذكسي يوناني |
Bu kadar kolay olduğuna inanamıyorum. Nerdeyse bir Ortodoks'um. | Open Subtitles | لا أصدق مدى سهولة الأمر، أنا أرثذوكسي عملياً |
Ortodoks Sinagoglarını kontrol ettikten sonra. | Open Subtitles | بعد أن تفحصنا المعابد اليهودية الأرثوذكسية |
Rus Ortodoks paskalyasından sonraki gün. | Open Subtitles | بعد يوم من عيد الفصح الأرثوذكسية الروسية |
Yared 7 yaşındayken babası ölür ve annesi Yared'i amcasının yanına gönderir. Amcası, dünyadaki en eski kiliselerden olan Etiyopya Ortodoks kilisesinde rahiptir. | TED | عندما بلغ يارد السابعة من عمره، توفي والده، فأرسلته أمه ليعيش مع عمه، الذي كان قسيسًا كنيسة التوحيد الأرثوذكسية الإثيوبية، والتي تعتبر إحدى أقدم الكنائس في العالم. |
Çünkü, bu demek oluyor ki, şu anda bizim davamız daha nüfuzlu durumda ve Majesteleri Ortodoks ve katolik mezheplerine çok daha yakın. | Open Subtitles | مؤكد, سيعني هذا أن قضيتنا في طور الصعود وأن جلالة الملك يميل أكثر من أي وقت مضى بقوة نحو الأرثوذكسية والكاثوليكية المقنعة ويعارض الاصلاح |
İstanbul'a hakim olup Doğu Ortodoks Hristiyanlarının merkezi yaparak Karadeniz'den Akdeniz'e inebilmelerini sağlayacak stratejik boğazlara erişim kazanma arzuları vardı. | Open Subtitles | استعادتها كمقرّ للمسيحية الأرثوذكسية الشرقية وفي خضمّ الأمر، يحصلون على منفذ للمضايق الاستراتيجي التي تعني أن الروس يتمكّنون من البحر الأسود |
Yunan Ortodoks'u musun? | Open Subtitles | هل أنت مِن الديانة اليونانية "الأرثوذكسية"؟ |
Önemli bir 20. yüzyıl genetikcisi T.G Dobzansky, aynı zamanda Rusya Ortodoks Kilisesi'nde bir konuşmacıydı Vaktiyle " Biyolojide evrimin ışığında haricinde hiçbir şey anlam ifade etmiyor" adını verdiği bir deneme yazdı. | TED | أعظم عالم وراثة في القرن العشرين, تي. جي. دوبجيهانسكيو, وهو أيضا المناول في الكنيسة الأرثوذكسية الروسية, كتب في مرة مقالاً بعنوان "لا شيء منطقي في علم الأحياء إلا في ضوء نظرية التطور". |
Sinan büyük ihtimalle Ortodoks Hristiyan'dı. | Open Subtitles | كان "سِنان" مسيحي أرثوذكسي |
Ortodoks Kilisesinde şeytan çıkarma yoktur. | Open Subtitles | لايوجد طارد ارواح شريرة ارثوذكسي |
- Bana pek Ortodoks gibi gelmedi. | Open Subtitles | ) -انه ارثوذكسي |
Çünkü Latvian Ortodoks değilmişim. | Open Subtitles | لأنني لست أرثذوكسي لاتفي |
Latvian Ortodoks? | Open Subtitles | أرثذوكسي لاتفي؟ |
Sonra hallederiz tamam mı? - Ortodoks kızlar peruk takmak zorundalar mı? | Open Subtitles | من المفترض ان ترتدي الفتيات الارثوذكسيه الشعر المستعار؟ |
Çoğu Ortodoks Hristiyandır ve gelecekte modern Ukraynaca olacak bir Slav dili konuşur. | TED | معظمهم من المسيحيين الأرثوذكس المتحدثين باللغة السلافية والتي سوف تصير الأوكرانية الحديثة. |