Osmanlılar artık, Kürdistan'ı, Mısır'ı ve İslam'ın en kutsal şehirleri olan, | Open Subtitles | العثمانيون الأن يسيطرون على كردستان مصـــر والأماكن المقدسة للإسلام مكة والمدينة |
Osmanlılar vakit kaybetmeden bölünmüş Bizans muhaliflerinin üzerine yürüdü. | Open Subtitles | اجتاح العثمانيون هذه الأجزاء البيزنطية الممزقة بشكل سريع |
Osmanlılar Bursa'yı aldıklarında ve burayı başkentleri yaptıklarında, kendilerini yerleşik hayata geçirirken | Open Subtitles | والأن وعندما أستولى العثمانيون على مدينة بورصة وجعلها عاصمة لهم فقد كانوا مهتمين بترسيح حكمهم |
Osmanlılar ve Ruslar daha önce defalarca savaşmışlardı ama bu çok önemliydi. | Open Subtitles | اندلعت الحرب بين العثمانيين والروس مرّات عديدة سابقًا ،لكن كانت هذه مهمّة |
Bir bürokratın ya da şimdi bizim dediğimiz gibi, Osmanlılar yönetim sorunu ile karşı karşıyaydı. | Open Subtitles | إحدى المشاكل الروتينية الإدارية التى كانت تواجه العثمانيين |
Tüm tarih boyunca Osmanlılar için çok önemli olmuştur. | Open Subtitles | د.كارولين فينكل "مؤلفة "حلم عثمان أصبح مهمًا للغاية للعثمانيين على مرّ تاريخهم |
Gerçekte, Osmanlılar Hristiyanlarla zıtlaşmaktan telaş duyuyorlardı, kendi inançlarını yaşıyorlardı... | Open Subtitles | فى الحقيقة كانت صراعات العثمانيون فى المواضيع المسيحية أقل منها فيما يتعلق بعقيدتهم |
Osmanlılar tarafından fethedilmişti ama geçmişten gelen kinleri vardı. | Open Subtitles | أعنى أنهم بالفعل كانوا محتلين من قبل العثمانيون ولكن كانت بينهم أحقاد سابقة هناك |
Devşirme sistemi sayesinde Osmanlılar, ailevi ya da milliyete dayanabilecek bir çatışmanın olmadığı bir sınıf yarattılar. | Open Subtitles | تمكن العثمانيون من تكوين جبهة ليست لها ولائات عائلية متصارعة |
Birkaç saat içinde Constantinople, artık Osmanlılar'ın ellerindeydi. | Open Subtitles | وفى غضون ساعات كانت القسطنطينية قد سقطت بيد العثمانيون |
Osmanlılar, batının kapılarına dayanmıştılar ve nihai hedeflerine artık iyice yaklaşmıştılar. | Open Subtitles | طرق العثمانيون أبواب الغرب وأتجهوا مدفوعين بمطالب إلى ما يقولون عنه المصير المحتوم |
Osmanlılar, her padişahın gerçek bir mesleğinin olması gerektiğine inanırdı. | Open Subtitles | كان العثمانيون مقتنعون بأن على أى سلطان أن يكون له مهنة مادية |
Osmanlılar, sadece hafif toplarla, savunmasız şehri kuşatabildi. | Open Subtitles | وبالأسلحة الخفيفة فقط هاجم العثمانيون جزئيا المدينة |
Osmanlılar için, Arap Müslüman dünyasını ele geçirmenin çoık önemli sonuçları oldu. | Open Subtitles | تولّي العثمانيون أمور العالم العربي المسلم كان تحوّلاً مزلزلاً |
Osmanlılar kendilerine kutsal mekanların bekçileri diyorlardı. | Open Subtitles | سمّى العثمانيون أنفسهم حرّاس البقاع المقدّسة |
Şimdi, Hristiyan Avrupa'da nasıl görüldüğü anlaşılabiliyor ve belli ki Osmanlılar başarılı olsalardı, ele geçirdikleri bölgedeki Müslümanlar için bambaşka bir dünya olacaktı ama bu 1683'te temel olarak dinle ilgili değildi, güçle ilgiliydi. | Open Subtitles | من المفهوم الآن ما كان يراه الأوروبيون المسيحيون ومن الواضح أنه لو وسّع العثمانيون سلطتهم لكان هناك عالم مختلفٌ تمامًا |
Osmanlılar uluslararası ticaretle ilgilenmiyorlardı, Amerika kıtalarını görmezden geldiler ve sonunda bölgelerinde kısıtlı kaldılar. | Open Subtitles | لم يهتم العثمانيون بالتجارة الدولية، لم يفتحوا أعينهم على الأمريكتين وكان مصيرهم الطويل أن تسقطهم الريفية |
Sonraki iki asırda dünya Osmanlılar ve Avrupa arasındaki büyük bir güç değişimine tanık olacaktı. | Open Subtitles | سيشهد القرنان التاليان تغيّرًا كبيرًا في ميزان القوة بين العثمانيين وأوروبا |
Alışılmadık bir değişimle önceden Osmanlılar'dan korkanlar artık ona ekonomik ve askeri destek veriyorlardı. | Open Subtitles | ،في مفارقة غريبة الدول التي هابت العثمانيين سابقًا أمدوهم الآن بالدعم الاقتصادي والعسكري |
Avi okuyorum, 1915'te Osmanlılar köylerini yağmalamış. | Open Subtitles | افي، استمعي، 1915، العثمانيين نهبو قراهم |