"otobüs durağında" - Translation from Turkish to Arabic

    • محطة الحافلات
        
    • موقف الحافلات
        
    • موقف الحافلة
        
    • موقف باص
        
    • موقف الباص
        
    • محطة الباص
        
    • محطة حافلات
        
    • محطة حافلة
        
    • محطة للحافلات
        
    • محطّة الحافلات
        
    • عند موقف
        
    Bu harita toplam büyüklük olarak nispeten küçük ve bu yüzden yine de katlanır harita olarak tutabileceğiniz ya da bir otobüs durağında makul ölçüdeki bir reklam alanında gösterebileceğiniz bir şey. TED الخريطة بشكل عام صغيرة نسبياً ليمكن حملها كخريطة قابلة للطي أو عرضها بحجم معقول في صندوق عرض في محطة الحافلات
    İlk otobüs durağında iniyorsun. Open Subtitles إنها تبعد 900 ميل سننزلك عند محطة الحافلات القادمة
    Yılan beyfendi sabah otobüs durağında bekliyor olacak. Open Subtitles حسناً،يجب عليه ان يمشي في الطريق إلى موقف الحافلات في الصباح
    O, arkadaşları ile otobüs durağında duruyordu... Open Subtitles كانت واقفة على موقف الحافلة مع صديقتها تنتظر من اجل الذهاب الى نزهة مع الكلية
    Şimdi evden iki saat uzakta bir otobüs durağında kötü bir kadife takımın içinde eziklerle mahsur kaldım. Open Subtitles وانا عالق هنا بعيدا عن المنزل بساعتين في موقف باص مرتدي لباس مخملي قبيح مع مجموعة من الفاشلين
    otobüs durağında mı? Nehirde mi? Ne yani? Open Subtitles محطة الحافلات أم النهر هل ألقيت به في النهر ؟
    otobüs durağında yatmasına da öyle. Open Subtitles و لن أتركه ينام على بعض المقاعد فى محطة الحافلات
    Yani, sanki böyle, ailesi tarafından otobüs durağında bırakılmış gibi görünüyordu. Open Subtitles يبدو مثل الطفل الصغير الذي تركه والداه في محطة الحافلات
    otobüs durağında kocamı karşılayıp bir fahişe gibi davranmam lazım. Open Subtitles يجب أن أذهب الآن وأقابل زوجي عند محطة الحافلات وأتظاهر بأنني فتاة شارع
    Keyif için otobüs durağında oyalanır mısın? Open Subtitles هل تطيل البقاء في محطة الحافلات من أجل المتعة
    - Bir otobüs durağında silahlı saldırı olmuş. Open Subtitles لدينا حادث اطلاق نار عند محطة الحافلات أي جثث؟
    otobüs durağında yine bir fahişeye evlenme teklif etmiş. Open Subtitles لقد طلب الزواج من بائعة هوى أُخرى عند موقف الحافلات
    - Evet. İşte, evde ve ne yazık ki otobüs durağında. Open Subtitles في العمل,في المنزل ومن المحزن في موقف الحافلات.
    otobüs durağında değiştirirsin üstünü. Open Subtitles يمكنك التغيير في موقف الحافلات
    En iyi beyaz şaraplarından bir koli kapıp bir otobüs durağında oturup içebilirdik. Open Subtitles بإمكاننا دائما أن نأخذ صندوقاً من أفضل ما لديهم من الشاردوني ونشربه في موقف الحافلة
    Nasıl bisiklet kullanmayı öğrendiğini ya da bir keresinde seni nasıl otobüs durağında bulduğumu. Open Subtitles عندما تعلّمتِ قيادة دراجتك الهوائية.. أو عندما.. وجدتكِ ذات مرة في موقف باص.
    Fırtınalı bir günde araba kullanıyorsun, tamam mı? otobüs durağında üç kişi var. Open Subtitles أنت تقود السيارة بمفردك و تأخذ ثلاثة أشخاص من موقف الباص
    dışarıda otobüs durağında bekleyen bir hanım TED وكانت هناك إمرأة واقفة بجانب محطة الباص
    Bu adamın fotoğrafı her tren istasyonunda, her otobüs durağında olsun istiyorum. Open Subtitles أريد صورة هذا الرجل في كل محطة قطار ، في كل محطة حافلات
    Birkaç ay önce, işten çıkışta otobüs durağında beklerken yanıma geldi. Open Subtitles قبل أشهر جاء إلي في محطة حافلة بعد العمل
    Onu 9 yaşımdan beri seviyorum ve beni otobüs durağında belalı bir heriften korumuştu. Open Subtitles لقد أحببت لها منذ كنت في التاسعة وقالت لي المحمية من الفتوة في محطة للحافلات.
    Glebe'deki otobüs durağında saat 14:00'de buluşuruz. Open Subtitles سألقاكم عند محطّة الحافلات في (غليب) في الـ2: 00
    Beş sene önce, bir otobüs durağında dileniyordu, koruma altına alındı ve şimdi bir yetimhanede, son dört buçuk aydır okula geliyor. TED كان يشحت عند موقف الباصات خمس سنوات مضت طرد والان يعيش في ملجأ لقد بدأ بالحضور للمدرسة منذ ٤ أشهر ونصف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more