| Gerçi saat dört gibi evde olurum herhalde ama bu otobüslerle... | Open Subtitles | يفترض بي أن أكون بالمنزل عند الرابعة و لكن في وجود الحافلات... |
| otobüslerle ilgili hatırlanacak bir şey daha. | Open Subtitles | شيء أخير لتتذكره عن الحافلات. |
| Jess, otobüslerle ilgili haklıydım. | Open Subtitles | (جيس)، كنتُ محقاً بشأن الحافلات. |
| Sadece bu değil. DC bölgesinden de otobüslerle yüzlerce protestocu getiriyorlar. | Open Subtitles | ليس هذا فحسب ، فهم ينقلون مئات المتظاهرون بالحافلات من العاصمة |
| Ama otobüslerle oynanmıyor? | Open Subtitles | فنحن ندعو هذا بـ"الدجاجة ولكن لا نلعبه بالحافلات فحسب |
| Polisler otobüslerle gelip protesto yapanlara ateş etmeye başladı, | TED | قدمت الشرطة الفيدرالية في باصات وبدأوا بإطلاق الرصاص اتجاه المتظاهرين |
| otobüslerle ilgili her şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | -تعرف كلّ شيء عن الحافلات . |
| Panama'ya kadar da ikinci sınıf otobüslerle gideriz. | Open Subtitles | نأخذ الطرق الوعرة في باصات الدرجة الثانية حتى نصل بنما |
| Panama'ya kadar da ikinci sınıf otobüslerle gideriz. | Open Subtitles | نأخذ الطرق الوعرة في باصات الدرجة الثانية "حتى نصل الى "بنما |