Muz deposu şuraya yapılacak, otomatik işleme ünitesi de şuraya- | Open Subtitles | هذا هو المكان الذي تحصل المخزن مع الموز المعالج التلقائي. |
Tam otomatik, üçlü atış modu, sivil modellerde devre dışı bırakılmış. | Open Subtitles | أوتوماتيكي ، مع ثلاثة أوضاع لإطلاق الرصاص و تعطيل الوضع المدني |
İnsansız aracı tamamen otomatik şekilde 160,000 km üzerinde sürdük. | TED | لقد قطعنا أكثر من 100,000 ميل بصورة جيدة، لم تكن كلها بطريقة أوتوماتيكية. |
Silinen odalarda bulunan canlılar, otomatik olarak ana kontrol odasına bırakılırlar. | Open Subtitles | الأشياء الحية من الغرف المحذوفة تنتقل تلقائيا الى غرفة التحكم الأساسية |
Diğer kasların aksine solunum kasları, otomatik olarak çalışır. | Open Subtitles | عضلات الجهاز التنفسي ,بخلاف معضم العضلات تعمل بشكل اوتوماتيكي |
Ego, kendini koruma ile otomatik olarak bu dürtüye karşı koymaz mı? | Open Subtitles | و الكبرياء ، و يقاوم الدفاع الذاتي فى النفس الحافز المؤثر ذاتيا |
Adını otomatik sisteme yükledim ve FBI'a haber verdim. | Open Subtitles | لقد وضعتُ اسمه بالنظام الآليّ وأبلغتُ مكتب التحقيقات الاتحاديّ هل تم تحذير المطارات؟ |
1.8 kilo dinamitle dolu bir çanta taşıyor, bir de otomatik patlatma cihazı. | Open Subtitles | في راستينجبرج ، اٍنه يحمل حقيبة أوراق بها أربعة أرطال من الديناميت و جهاز تتبع آلى |
Burada önemli olan bunun siz önünden geçtiğinizde açılan otomatik kapı sensörü gibi çalışmıyor olması. | TED | كل ما في الأمر أن القطعة لا تعمل مثل مستشعر الباب التلقائي الذي يفتح عندما تمشي أمامه. |
Bu gördükleriniz Kuzey ve Güney Kore arasındaki askerden arındırılmış bölgede sevk edilmiş iki otomatik keskin nişancı üssü. | TED | هذه وحدتين للقنص التلقائي الموجودة حاليا في المنطقة المجردة من السلاح بين كوريا الشمالية وكوريا الجنوبية. |
Sistemde şu an çok fazla gariplik var, bu otomatik oynatma sizi çok garip yerlere götürüyor. | TED | هناك أشياء غريبة للغاية في النظام الآن فيأخذك التشغيل التلقائي إلى أماكن غريبة جدا. |
Ben çabuk sinirlenen ve otomatik tabancası olan bir uyuşturucu satıcısıydım. | TED | كنت مُروج مخدرات يافع بمزاج متقلب ومسدس شبه أوتوماتيكي. |
Bilgisayar hesap yapmak için kullanılan, otomatik elektronik bir aygıttır. | Open Subtitles | الكومبيوتر هو جهاز إليكتروني أوتوماتيكي يستخدم في إجراء الحسابات |
Bunu otomatik olarak bilinçsiz bir şekilde yapıyoruz. | TED | وأنتم تفعلون ذلك بطريقة أوتوماتيكية وبلا وعي. |
Ama bu araba otomatik. Hiç vitesi yok. | Open Subtitles | . لكن هذه السيارة أوتوماتيكية لا يوجد بها نواقل |
Çünkü ben asyalı adamım. Karete bildiğimi otomatik varsaydın demi? | Open Subtitles | أوه، كوس أنا آسيوي أنت تلقائيا نفترض أنني أعرف الكاراتيه |
Şehrin bilgisayar sisteminde, bir otomatik batırma altyordamı var. | Open Subtitles | للمدينة نظام غمر اوتوماتيكي موجود بالنظام. |
Birileri otomatik yoketmeyi uzak bir yerden yeniden çalıştırmış olmalı. | Open Subtitles | لابد أن شخص ما أعاد تنشيط التدمير الذاتي من موقع آخر |
Buna rağmen, senin ilk yaptığın şey otomatik pilot sistemini tekrar devreye almak oldu. | Open Subtitles | و الأن أول شىء قُمت بهِ إعادة تَشغيل نظام الطيار الآليّ. |
Artık üretici olmaktan çıktık. Bir şey yapmıyoruz. Her şey otomatik. | Open Subtitles | نحن لم نعد نستطيع ان نعمل وننتج اي شئ اصبح كل شئ آلى |
otomatik bankacılık, otomatik güvenlik sistemleri otomatik ışıklar, aletler. | Open Subtitles | البنك الآلى ,نظام الأمن الآلى .. , الضاءة الآلية ,وكل الاجهزة |
Enkazdan yola çıkarak, resmî kaynaklar adamların yarı otomatik silahlarla saldırdıklarını söylüyorlar. | Open Subtitles | من الحطام يعتقد المسئولون المسلّحون هاجموا بالأسلحة النّصف آليّة |
Tamam, böylece kod otomatik olarak tüm trenlere ulaşacak ve metrolar duracak. | Open Subtitles | و الذي سيفعل أوتوماتيكيا ويدفع الشفرة لوقف كل قطارات الانفاق عن الحركة |
Eğer 3 günün sonunda bir kazanan olmazsa bütün tasmalar otomatik olarak patlayacak! | Open Subtitles | إذا لم يكن لدينا فائز بها بعد 3 أيام كل القلادات ستنفجر أوتوماتيكياً |
Yani mesela, benim hayatta en sevdiğim otomatik pişmanlık üreticilerin birisi. | TED | حسنا على سبيل المثال .. هذا أحد أمثلتي المفضلة مولدات ندم أتوماتيكية في الحياة الحديثة. |
2001'de bir Bushmaster satın almış, yarı otomatik. 223'lerden atıyor. | Open Subtitles | عام 2001 إشتري بندقية بوشماستر نصف آليه ، عيار 223 |
Bir diğer grup, aynı şekilde beynin zevk merkezlerinde güzelliğe verilen otomatik tepkileri gözlemledi. | TED | وبالمثل وجدت مجموعة أخرى الردود التلقائية على الجمال ضمن مراكز المتعة لدينا. |