Hedef ve dört Hummer 17. otoyolun güneyine doğru hareket ediyorlar. | Open Subtitles | الهدف معه أربعة سيارات همفي تتحرك جنوبا عبر الطريق السريع 17 |
Ama bu ulusal otoyolun arkasındaki mantık benim anlayışım dışında. | Open Subtitles | ولكن المنطق وراء الطريق السريع القومي هو نفسه وراء فهمي |
Sonunda, gençler elde ettikleri bilgiler ile davayı kazandı ve otoyolun altında kendi kaykay parklarını inşa edebildiler. | TED | في النهاية، فاز المراهقون بالقضية بذلك الدليل، وأصبحوا قادرين على بناء منتزه التزلج الخاص بهم. أسفل الطريق السريع ذلك. |
Herife bak, otoyolun ters tarafında. - Birini öldürecek! | Open Subtitles | تبا, هناك شخص على الجانب الخطأ من الطريق العام, سوف يقتل شخصا ما |
Kurbanlar otoyolun kenarindaki parklarda bulunmus. | Open Subtitles | وجدت الضحايا في متنزهات بعيدة عن الطرق السريعة ضحية في كل بلدة |
otoyolun kuzey kesimindeyiz. Burada kötü birşeyler olmuş. | Open Subtitles | نحن في شمال الطريق السريع لدينا أخبار سيئة هنا |
otoyolun kenarı yaşanacak yer değil. | Open Subtitles | جانب الطريق السريع ليس مكاناً صالحاً للسكن |
Highway Petrol, burası William-356, otoyolun güney şeridindeyiz! | Open Subtitles | الى دورية الطريق السريع ، هنا 3ويليام 56 متجه جنوباً على الطريق السريع |
otoyolun ortasındayız. | Open Subtitles | نحن على الجانب من 'الطريق السريع فرياكين. |
otoyolun yanındaki otelin yüzme havuzu vardı. | Open Subtitles | الفندق الخارجي في الطريق السريع فيه مسبح |
otoyolun tam ortasındayız, majesteleri. | Open Subtitles | نحن واقفون على الطريق السريع يا صاحبة الجلالة |
otoyolun nesi vardı? Yıllardır oradan gideriz. | Open Subtitles | ماذا يحدث فى الطريق السريع احنا بنمشى فيه من سنين. |
Ömrün boyunca otoyolun ilerisinde oturduğu halde seni hiç arayıp sormayan biyolojik baban gibi. | Open Subtitles | مثل والدك الحقيقيّ الذي عاش أعلى الطريق السريع حياتك كلّها ولم يحاول الاتصال بك لا أزال لا أعرف ما شعورك حيال هذا |
Buradan otoyolun bariyerlerine kadar bakmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يفترض بنا أن نبحث من هنا عبر الطريق السريع |
Doğuya doğru gidiyor. Boulder karayolunda 166. otoyolun bir mil kadar batısında. | Open Subtitles | انه يختبيء شرقا عند صخرة على الطريق السريع على بعد حوالى ميل شرق الطريق 166. |
Galiba otoyolun 6-7 km uzağında. | Open Subtitles | على بعد حوالي أربعة أو خمسة أميال من الطريق السريع |
General bu sabah otoyolun dışında ölü bulundu. | Open Subtitles | وجد اللواء ميتاً هذا الصباح خارج الطريق السريع 2 |
Belki ikisi de otoyolun sesine bağlı uykusuzluk çekiyordur. | Open Subtitles | ربّما الاثنان مصابان بالأرق نتيجة ضجّة الطريق العام |
otoyolun 1,5 km kadar dışından tek bir giriş yolu var. | Open Subtitles | طريق واحد يقود إليه على بعد ميل من الطريق العام |
otoyolun her yanında kazalar vardı ve 6 saat boyunca radyodaki adam hiç susmadı. | Open Subtitles | الحوادث كانت على طول الطرق السريعة ولا شيء سيء من تحدث الراديو لـ 6 ساعات. |
Bütün birimler; şüpheli 710 nolu otoyolun yakınındaki sel kanallarına girdi. | Open Subtitles | جميع الوحدات،المطاردة دخلت تحت سيطرة المد بجوار 701 للطريق السريع |
Arabaları 82 nolu otoyolun doğusunda çorak bir çiftlikte bulunmuş. | Open Subtitles | وجدت سيارتها بجوار مزرعة نائية بالطريق السريع رقم 28 |
Çöle bağlanan otoyolun kuzeybatı sapağında durduk. | Open Subtitles | ابتعدت عن طريق صحراء سريع للتو متجه جنوباً |