"oturmuştuk" - Translation from Turkish to Arabic

    • جلسنا
        
    • جالسين
        
    Rezervasyonu en son sen yaptığında tuvaletlerin yanında çok kötü bir masaya oturmuştuk. Open Subtitles تَعْرفُين، اخر مرة حجزت فيها جلسنا على تلك المنضدةِ السيئةِ بالقرب من الحمام.
    Yemeğe oturmuştuk ama önemli değil. Ne vardı? Open Subtitles حسنا، لقد جلسنا للتو لتناول العشاء لكن ما الأمر؟
    Hatırlarsan, sen küçükken, aynen burada oturmuştuk ve komşu çocuklarıyla olan geçimsizliğini konuşmuştuk. Open Subtitles إذا كنت تذكر, حينما كنت صغيرا و جلسنا هنا في نفس المكان و تحدثنا عن بعض المشاكل التي واجهتك للتأقلم مع أبناء الجيران
    Bana patlamış mısır almıştı ve yerlerimize oturmuştuk. Open Subtitles اشترت لي علبة من الفشار ثم جلسنا بمقاعدنا.
    * Hatırlıyor musun, sahilde oturmuştuk, tam burada * Open Subtitles * هل تتذكر * * عندما كنا جالسين هناك بقرب المياه *
    Babam beni senato salonuna götürmüştü ve birlikte oturmuştuk, bu doğru. Open Subtitles لأن أبي أخذني الى متحف مجلس الشيوخ و جلسنا معاً و ذلك حقيقي
    Bahçede oturmuştuk. Mum ışığında şarap içmiştik. Open Subtitles جلسنا في الفناء و شربنا النبيذ و أشعلنا الشموع
    Beni spaya götürmüştün. Sıcak havuzun içinde oturmuştuk. Open Subtitles اخذتيني إلى المنتجع الصحي جلسنا في المسبح الساخن
    O fotoğraf için 1830'da kasaba fuarında oturmuştuk. Open Subtitles جلسنا لنأخذ هذه الصورة في معرض المقاطعة عام 1830
    oturmuştuk ve bir kitap okuyorduk... sonra uyuyakaldık. Open Subtitles ... نحن جلسنا وكنا نقرأ ذلك الكتاب وعندها غطينا في النوم
    Biz de yeni oturmuştuk. Open Subtitles ـ مرحباً ـ كلا، إطلاقاً، لقد جلسنا للتو
    Ağacın altında oturmuştuk, bana hikayeler anlatmıştı. Open Subtitles جلسنا تحت الشجرة و حكَت لى القصص
    Biz de yeni oturmuştuk. Open Subtitles ـ مرحباً ـ كلا، إطلاقاً، لقد جلسنا للتو
    Galiba bu masada oturmuştuk. Open Subtitles أظن أننا جلسنا على هذه الطاولة حتى.
    Parkta bir banka oturmuştuk. Open Subtitles جلسنا على المقعد في المتنزه
    Bahçede oturmuştuk. Open Subtitles جلسنا في الحديقة
    Arka sırada oturmuştuk. Open Subtitles جلسنا فالصف الخلفي
    Verandaya oturmuştuk. Open Subtitles لقد جلسنا في الشرفة
    Hatırladın mı okul gecesinde yan yana oturmuştuk? Open Subtitles أتذكرين جلسنا سويا في (ليلة العودة للدراسة)؟
    Tam da öğle yemeğine oturmuştuk. Open Subtitles كنّا جالسين فقط لتناول الغداء.
    Greg'in evinin önüne bir sürü porno dergisini alıp oturmuştuk. Open Subtitles وجميعنا كنا جالسين على العشب الأمامي لمنزل (غريغ). مع مجموعة من المجلات القذرة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more