Odamızda otururduk ve güneş batınca bana şöyle derdin: | Open Subtitles | كنا نجلس في غرفتنا والشمس على مشارف المغيب، |
O yüzden Frank ve ben içeriye girmesini beklerken oturma odasında otururduk ve bu sırada bütün o alışılagelmiş saçmalıkları yaparken beni güldürmeye çalışırdı. | Open Subtitles | لذا أنا وفرانك ينتهي بنا الأمر أنْ نجلس في غرفة المعــيشة في انتظار مقدمها وفي تلك الأثناء يحاول إضحاكي، |
Çok erken gelir ve köşede otururduk ve ayakkabıların kirlenirdi. | Open Subtitles | ,كنا نجلس على الزاوية 'و نصل مبكرأً جداً .و تتسخ أحذيتكِ |