| Hitler, kraliyet locasında oturuyor olacak. | Open Subtitles | لابد و أن هتلر سيجلس في المقصورة الملكية هذه الليلة |
| Ajan Samuels, kesişme noktasındaki konumunuzdan otuz metre uzakta yoldaki bir bankta oturuyor olacak. | Open Subtitles | العميل (ساميولز) سيجلس على مقعد على بعد ثلاثين مترًا مقابل المسار من موقعكم في نقطة الاعتراض |
| Neal bu öğleden sonraki dövüşte onun yanında oturuyor olacak. | Open Subtitles | نيل) ، سيجلس بجانبه في المبارة اليوم) |
| Hedef bir anlaşma masasında, masanın başında oturuyor olacak. | Open Subtitles | سيكون بغرفه المؤتمرات على رأس المنضده |
| Hedef bir anlaşma masasında, masanın başında oturuyor olacak. | Open Subtitles | سيكون بغرفه المؤتمرات على رأس المنضده |
| İki hafta beklerseniz, bu sandalyede oturuyor olacak. | Open Subtitles | انتظر اسبوعين، سيكون جالساً على هذا الكرسي بالذات |
| 10 dakika sonra benim sandalyemde oturuyor olacak. Bay Quarles. | Open Subtitles | سيكون جالساً مكاني في حوال 10 دقائق |