"oynadığınız" - Translation from Turkish to Arabic

• تلعبها
• تلعبون
• تلعبين
• تلعبانها

Başkaları ile birlikte oynadığınız bir oyun.
وهي اللعبة التي يمكنك أن تلعبها مع أشخاص أخرين

Ayrıca oynadığınız bu küçük oyununuz yalnızca milyonlarca insanın daha ölmesine neden olacak.
وهذه اللعبه الجبانه التي تلعبها هنا .فقط ستزيد عدد الضحايا

oynadığınız oyunların çoğunu kazandığınıza dair bir his var içimde. Henüz değil.
لدي شعور أنّك تربح معظم المباريات التي تلعبها.

Oyuncular bu türün her neslini oynayacaklar ve oynadığınız sırada, yaratık azar azar büyüyecek.
اللاعبين يلعبون بالأنتقال بين كل جيل من هذه الأنواع بينما تلعبون اللعبة، ينمو المخلوق شيئاً فشيئاً

Konuşmaya başlarken, sizlerden çocukken oyuncak küplerle oynadığınız günleri düşünmenizi istiyorum.
أريد البدء معكم بالطلب منكم بأن تعودوا بالذاكرة إلى حين كنتم أطفالاً تلعبون بالمكعبات.

Arka bahçede oynadığınız zamanla ertesi sabah arasında, nerede olduğunuzu ya da ne yaptığınızı?
أين كنت أو ماذا فعلت فى الوقت ما بين حينما كنت تلعبين فى الفناء الخلفى و الصباح التالى ؟

Bayan Haverford, iki taraflı oynadığınız kanısındayım.
سيدة هافيرفرود , أعتقد بأنك ِ تلعبين على كلا الجانبين

Ne oynadığınız umurumda değil. Ama bu oyunun içinde yer almayacağım.
لا أعلم أى لعبة تلعبانها هنا، ولكننى لن أنضم إليها

oynadığınız oyunları hiç sevmedim!
لا أحب الألعاب التى تلعبها أيها الأستاذ

Ve yakında oğlumun öğreneceği gibi, eşiniz size sadece oynadığınız oyunları ve kurallarını söylemez, ayrıca her nasılsa her zaman kazanır.
وكما سيعرف ابني عن قريب فإن زوجتك لا تملي عليك فحسب... الألعاب التي تلعبها والقوانين... لكنها لطالما تفوز بشكل من الأشكال

McDonald Monopoly gibi şeylerde de kullanılıyor oynadığınız oyun Monoply'den çok iskeleyi bulmaya çalıştığınız bir kulübe endüstrisi olarak şekillenmiş durumda.
و هذا مستخدم في أشياء مثل "ماكدونلدز مونوبولي" حيث اللعبة ليست لعبة المونوبولي التي تلعبها لكنه نوع الصناعات المنزلية التي تشكل للمحاولة في إيجاد "بوردواك"، حسناً

Bu, Noah'la birlikte oynadığınız oyun muydu?
أكانت هذه اللعبة التي كنتَ تلعبها مع (نوا)؟

" Onunla oynadığınız her oyunu kaybedersiniz "
♪ أي لعبة تلعبها معه ستخسر ♪

Sizin kriket oynadığınız bir stadyuma koydular bizi. Ne?
وضعونا في الاستاد الرياضي حيث تلعبون الكريكيت

Sadece bir gün oynadığınız ve bir daha hiç görmeyeceğiniz bir bebek?
ما رأيكم بدمية تلعبون بها ليوم واحد ولا ترونها بعد ذلك

Arabayla, çocukken oynadığınız yoldan geçeriz.
سنذهب في نفس المركبة الملكية التي كنتم تلعبون فيها معاً و أنتم أطفال

Size anlatmak istediğim benim topumla oynadığınız.
أحاول أن أثبت أنكِ تلعبين بكرتى

Şimdi oynadığınız rol ne Bayan Kingsley?
إذاً أي دور تلعبين الآن آنسة " كينغزلي " ؟