Sinir sisteminin işleviyle oynamak için yapılan girişimlerin geçmişi uzun ve meşhurdur. | TED | إن تاريخ المحاولات للعب بوظائف نظام الخلايا العصبية هو طويل وشهير . |
Beyzbol oynamak için çıkageldiğinizde, hiçkimsenin ne yapacağınızla ilgili konuşmasına gerek yoktur ya da bu beyzbol oyununun bize ne kadar iyi gelebileceği hakkında konuşmaya gerek yoktur. | TED | وعندما تأتي للعب كرة البيسبول, لن يحتاج أحد أن يذكر مالذي علينا فعله أو بماذا ستفيدنا هذه اللعبة. |
Bu yolculuğum liseye kadar devam etti, sonra da üniversiteye ve üniversitede futbol oynamak için bir burs aldım. | TED | وقد سلكتُ هذا المسارَ في الثانويّة والتحقتُ بالجامعة وحصلتُ على منحةٍ للعب كرة القدم في الجامعة، |
Eğer fiziksel dünya ile, çaresiz olmamakla ve oynamak için oyuncak bulmakla ilgileniyorsan nereden başlamalı? | TED | من أين تبدأ إذا كنت مهتماً بالعالم المادي، وبأن لا تكون معدوم الحيلة، وبأن تجد بعض الألعاب لتلعب بها؟ |
Bilardo oynamak için geldim ama sanırım bu müessese kapanmış artık. | Open Subtitles | جئت لألعب بعض البلياردو لكن يبدو أنه قد تم إغلاق المكان |
Michael Jordan Bulls'u bölgesel ligde baseboll oynamak için bıraktı. | Open Subtitles | مايكل جوردان ترك بولز ليلعب مع فريق كرة السله للقاصرين |
Renk bariyerini kırdı ve Major League Baseball'da oynamak için birçok siyahi atlete güç verdi. | TED | لقد كسر حاجز اللون ونَدب العديد من الرياضيين السود للعب في دوري البيسبول. |
Akıl Sağlığı haftasında oynamak için çok ateşlisin. | Open Subtitles | كم أن تواق للعب أسبوع الصحة العقلي، ماذا بشأنك؟ |
Birçok oyuncu sırf onunla oynamak için o trene biniyor. | Open Subtitles | ويركب الكثير من الأثرياء ذلك القطار للعب معه فحسب |
İşlem devam ederken, bu seçkin restoran sınırları içinde insanlar avcı rolünü oynamak için muazzam para ödüyorlar gibi göründü gözüme. | Open Subtitles | في حين أن هذا استمر , أنها وقعت لي أن في حدود هذا المطعم الأنيق , كان الناس دفع أسعار باهظة للعب دور الصياد. |
Albayım, korkarım ki, bu akşam bir satranç oyunu oynamak için, vaktimiz olmayacak. | Open Subtitles | أخشى أنه لن يكون هناك وقت للعب الشطرنج الليلة |
Bu size polo oynamak için zaman kazandırdı. | Open Subtitles | هذا يمنحك بعض الوقت للعب القليل من البولو. |
Bana mı öyle geliyor, yoksa sen bu rolü oynamak için çok mu heveslisin? | Open Subtitles | هل هذه أنا فقط، أَمْ أنّكِ مُتلهّفة جداً للعب هذا الدّور؟ |
İstedikleri bu olabilir, ama oyun oynamak için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | أنها يمكن أن تفعل ما تريد، لكنني كنت قديمة جدا للعب هذه اللعبة. |
Bu oyunu oynamak için daha da fazla hayal gücüne ihtiyacınız vardı, "Death Rider." | TED | كنت تحتاج إلى خيال أفضل لتلعب هذه اللعبة ديث رايدر |
Hayır, bence, oyun oynamak için bir başkasını bulmalısınız. | Open Subtitles | كلا، أنت بحاجة إلى العثور على شخص آخر لتلعب معه الألعاب |
Biraz güneş kremi... vitamin hapı ve sıkılmayayım diye trende oynamak için bir şeyler almalıyım. | Open Subtitles | وأحضر واقيا من الشمس وفيتامينات وأشياء لألعب بها على متن القطار كى لا أضجر |
Ona daha yeni almıştım. oynamak için hiç vakti olmadı. | Open Subtitles | لقد حصلت عليها لأجله، لم يكن لديه فرصة ليلعب بها |
Bugün cuma ve çocuklarınla oynamak için koca bir hafta sonun var. | Open Subtitles | لديك عطلة الأسبوع كاملة لتلعبي مع أطفالكِ راقبي محفظتي |
Çok genç ama çok cesursun görmeye başladığın zaman seni oynamak için dışarıya götürücem | Open Subtitles | انكي لصغيرة لكنكي شجاعة عندما تتمكني من الرؤية مرة اخري سنخرج لنلعب معا |
Oyun oynamak için burada değilim. Ya bana güvenin ya da beni kovun. | Open Subtitles | لست هنا لممارسة ألاعيب، لذا إما أن تثق بي أو تطردني. |
Hadi ama, İşinde çok iyi olduğunu biliyorum, ama gerçekten bende bu oyun oynamak için çok iyiyimdir. | Open Subtitles | تعال، أَعْرفُ بأنّك حقاً جيّد في شغلِكَ، لكن أَنا جيدُ جداً في لعب اللعبةِ. |
Rekabetçiliğiyle gururlanan bir ulusun Rugby oynamak için 20 kilo koruyucu malzeme takmak zorunda hissetmesi çok garibime gidiyor. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه بالأحرى شاذ ذلك الذى تفخر أمه بنفسها على رجولتها يشعر بالإضطرار للربط فى ترس وقائى فقط لكى يلعب |
Beni okuldan mini golf oynamak için mi aldın? | Open Subtitles | أخرجتِني من المدرسة لكي نلعب الجولف المصغّر ؟ |
Futbol oynamak için bacaklarınızı mı kullanıyorsunuz? | Open Subtitles | هل تستخدم قدميك فى لعب الكرة ؟ |
Sır mı dedi biri? Bakın ben Mato Grosso'ya kovboyculuk oynamak için gelmedim. | Open Subtitles | سر , انا لم أأتى لالعب لعبه رعاه البقر و الهنود |
Her şey bitince, biraz golf oynamak için buluşmalıyız, ha? -Evet. | Open Subtitles | لابد أن نلعب بعض الغولف عندما ينتهى كل ذلك ؟ |
Burası, çocukken oynamak için en çok kullandığım yer. | Open Subtitles | هذا المكان الذي اعتدت على اللعب فيه عندما كنت صغيرة |
Kendine gelen iblis çocukla oynamak için o köyde kaldı. | Open Subtitles | بعد تحسّن الشيطان، بدأ باللعب مع الصبي ومكث في القرية |