"oyum" - Translation from Turkish to Arabic

    • صوتي
        
    • أصوت
        
    • تصويتي
        
    • اصوت
        
    • أصوّت
        
    • أنا هو
        
    • سأصوت
        
    • سأصوّت
        
    • تصويتٍ
        
    • هو أنا
        
    • أنا أرشح
        
    • رهاني
        
    Ve eğer sizin için bir önem teşkil ediyorsa, 7 ay sonra oyum size. Open Subtitles ,ولما يستحق سبع شهور من الاول , ستكسبين صوتي
    oyum senin ama açık destek yapamam. Open Subtitles , ربما تحصل على صوتي لكن دعم علني فلا استطيع
    Valiliğe adaylığını koyabileceğini duydum. Aslına bakarsan, oyum ona olur. Open Subtitles سمعت أنة سوف يترشح لمنصب العمودية ولأكون صادقا معك أعتقد أنى سوف أصوت لة
    Haber vereceğim, Bay Richmond. oyum sizin, bilesiniz. Open Subtitles "سأفعل ذلك يا سيد"ريتشموند أنت تعلم أنني سوف أصوت لك
    Ne için olursa olsun, benim oyum laptopu asitte eritmeye gidiyor. Open Subtitles أيا كان ما يساويه، تصويتي يذهب إلي وضع ذلك الحاسوب في محلول حمضي
    Benim oyum iri göğüs-- Yani ruj sürenden yana. Open Subtitles انا اصوت لصاحبة .. الكبير , التي تضع حمرة الشفاه
    Ancak bana sorarsan, benim oyum seni canlı tutmaya gider. Open Subtitles و شخصيّاً أصوّت لإبقائكِ على قيدِ الحياة.
    ..seni sirenlerle karşılatacağım. - Vay! Benim değersiz oyum için bu kadarına gerek var mıydı? Open Subtitles سأقلك من المطار بسيارة ذات ضوء أحمر وامض وجبة غداء كبيرة لتحصلي على صوتي
    O da kendi oyum. Ya da, bana iki oy ki bu P-Hound saçmalık yaparsa. Open Subtitles ويكون ذلك الصوت صوتي أو، يكون هنالك صوتين ضدي
    oyum için geldiysen, bir hiç uğruna uzun yol kat etmişsin. Open Subtitles إذا كنت جئت سعيا وراء صوتي فإنك قطعت كل هذه المسافة من أجل لا شيء.
    oyum için geldiysen, bir hiç uğruna uzun yol kat etmişsin. Open Subtitles إذا كنت جئت سعيا وراء صوتي فإنك قطعت كل هذه المسافة من أجل لا شيء.
    Ama olay çıkmaması için aramızda kalsın, oyum size. Open Subtitles ولكن بيني وبينك،بسبب منعك مجموعة الكوارث ، حصلتي على صوتي
    Haber vereceğim, Bay Richmond. oyum sizin, bilesiniz. Open Subtitles "سأفعل ذلك يا سيد"ريتشموند أنت تعلم أنني سوف أصوت لك
    oyum kap keke, daha çekici. Open Subtitles أصوت للكعك، ولكن أوهبه بعض الأناقة.
    Eğer şimdi oy vereceksem, benim oyum "hayır"! Open Subtitles "إن صوت في الوقت الحالي، يجب أن أصوت بـ"لا
    Jüride olsam oyum senin. Open Subtitles لو أصبحت من المحلفين فستحصل على تصويتي
    Bunlar oyum için miydi? Open Subtitles أَعْني، هذا المقصد حول تصويتي ؟
    O yüzden Dr. Goodkin, çözüm veya yalakalığı ne zaman seçiyorsak benim oyum çözümlere. Open Subtitles لذلك , دكتور جودكن عندما نختار بين الحلول وتملقي , أنا اصوت للحلول
    oyum senindir Open Subtitles لقد كنتي ممتازة ياماندي وسوف اصوت لكي
    Bodruma inemeyiz. Benim oyum buna. Open Subtitles أنا أصوّت لعدم الذهاب إلى القبو
    Burada olduğunu biliyorum... çünkü ben oyum! Oh, benim canım kızlarım. Tekrar hoş geldiniz. Open Subtitles إنني أعلم إنه هنا، لأنـني أنا هو يابلادي والفتيات السيدات أهلا بكم من جديد، هانحن نعود
    İsterseniz beni vurun! Beni vursanız bile oyum evet! Open Subtitles لا يهمني أطلقوا النار علي لأموت "سأصوت بـ "نعم
    - Bay Carcetti, oyum sana. Open Subtitles -مرحبا سيد (كاركيتي) ، سأصوّت لك
    Her oyum İsrail'in lehine-- Open Subtitles كل تصويتٍ منها كان دفاعًا عن إسرائيل
    Ben neysem oyum. Open Subtitles أنا هو أنا.
    oyum Spencer'a. Open Subtitles (أنا أرشح (سبنسر
    Hayır, sonuçlar kesin değil ama benim oyum aşikâr görünen sebebe. Open Subtitles لا,النتائج كانت غير حاسمة لكن رهاني هو على الأمر الواضح

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more