- Bu yüzden oyunculukta, kayakta ve teniste başarısız oldum. | Open Subtitles | لهذا فشلت في التمثيل و التزحلق و في طاولة التنس |
Hayır, aptal. Modellik oyunculuğa öncelik eder, ve oyunculukta şovlara. | Open Subtitles | العرض يقود إلى التمثيل والتمثيل يقود إلى عروض الألعاب |
İzlemeni merakla bekliyorum çünkü yazarlıkta da, oyunculukta da son derece iyiyim. | Open Subtitles | أنا سعيدُ جداً لانكِ ستشاهديها لأنني جيدُ حقاً في التمثيل والكتابة |
Anlamadım ben, neden senin oyunculukta elde ettiğin başarı benim bilimde ettiğimden daha önemli? | Open Subtitles | لست أفهم لمَ أي نجاح قد تحصلين عليه في التمثيل أهم من نجاحي في العلم. |
Emin değilim. Sanırım üm egzersizlerimi sorgulamalıyım, ve tüm oyunculukta genel bir şey. | Open Subtitles | لا أدري، أظن أنني أشكك في الأمر برمته التمرين، وأمر التمثيل ذلك بوجه عام |
Ve dürüst olursak, ayrıca oyunculukta kariyer hakkında geziniyordum. | Open Subtitles | ولكي أكون صريح معك أنا أيضاً كنت أحاول التمثيل في الأرجاء |
Oyunculuk mu? oyunculukta böyle yapabilir misin? | Open Subtitles | - أهذا تمثيل يمكنني فعل ذلك في التمثيل ؟ |
Hayır, sorun değil. oyunculukta iyi değilim sadece. | Open Subtitles | هذا حقيقي ، لا أجيد التمثيل |
Amy, oyunculukta "çok fazla" diye bir şey yoktur. | Open Subtitles | إيمي)، لا يوجد هناك شيء في) ."التمثيل يسمى "مبالغ جدًا |
Hizmetkârlar bölmeden önce demekte olduğum gibi oyunculukta bencillik yoktur, benmerkezci dürtüler yoktur, kibir yoktur, ego yoktur, gösteriş yoktur, kendini aşırı büyük görmekten doğan tehlikeler yoktur. | Open Subtitles | كما كنت أقول، قبل أن يقاطعني الخدم... لا يوجد "أنا" في التمثيل... لا دوافع أنانية ولا غطرسة، |