İki oyuncu bir oyuncuya karşı avantajlı olabilmek için farklı olmalıdırlar. | Open Subtitles | لتفوق لاعبين على لاعب أخر يجب أن تكون هناك مسافة بينهم |
Ve gelecek on yılda ne konuda olursa olsun, olağanüstü biçimde başarılı olan bir milyar daha oyuncuya sahip olacağız. | TED | وفي العقد القادم سيكون لدين بليون لاعب آخر وهم بارعون جداً في ذلك الأمر. |
Ama kartınızı başka oyuncuya vererek günü sağ tamamlayabilme ve radyasyon bertaraf etme aşamasını geçme şansınız var. | Open Subtitles | لكن لديك فرصة للنجاة هذا اليوم بإعطاء بطاقتك للاعب آخر و النجاة من الإستبعاد الإشعاعي |
Ve ikinci oyuncuya bu gücü hatırlaması, | TED | قد تم الطلب من اللاعب الثاني، أن يتذكّر تجربة تلك القوة |
Bu fikrim 1998 yılında, Advanced Chess (İleri Satranç) adı altında, elit bir oyuncuya karşı bilgisayar eşliğinde maç yaptığımda hayata geçti. | TED | تحققت فكرتي في عام 1998 باسم أدفانسد تشس عندما خضت هذه المنافسة المشتركة بين الإنسان والآلة ضد أحد أفضل اللاعبين. |
O kadar yakınız ki bir oyuncuya şişeyle vursan kesin bayılır. | Open Subtitles | إننا قريبون إلى درجة أنك عندما تُسقط لاعباً بقنينة، يظل ساقطاً. |
Şu oyuncuya ne oldu anlatsana, adı neydi, Dorrie miydi? | Open Subtitles | قل لي، ما هي آخر أخبار تلك الممثلة ما اسمها ؟ (دوري) ؟ |
Sezonu bitirmeye çalışan bir oyuncuya saygı duymak zorundasınızdır. | Open Subtitles | لابد من احترام لاعب البايسبول الذى يحاول إنهاء الموسم وحسب |
Oyuncu, oyuncuya; pezevenk, pezevenge karşı. | Open Subtitles | ،لاعب فى مواجهة لاعب أحمق فى مواجهة أحمق |
Oyuncu, oyuncuya; pezevenk, pezevenge karşı. - Beni vuracağını sanmıyorum. | Open Subtitles | ،لاعب فى مواجهة لاعب أحمق فى مواجهة أحمق |
Bir oyuncuya ihtiyacımız vardı ve sen sakattın ben de sorumluluk aldım. | Open Subtitles | كنا بحاجة للاعب وأنت مصاب ففكرت بالمبادرة |
Belirsiz bir taş doğal olarak oyuncuya en büyük olası neticeyi sunar. | Open Subtitles | إن الحجر الغير مستقر يمنح للاعب بشكل طبيعي بأكبر الإمكانيات المتوقعة. |
Cücelerimin başka yetenekleri de var. Bir oyuncuya bu kart gelirse, o oyuncu o eli kaybeder. | Open Subtitles | عندما يضربان لاعباً هذا اللاعب يخسر كرتاً |
Eskiden olduğun sporcuya değil şimdi olduğun oyuncuya para veriyorum. | Open Subtitles | أنا لا أدفع لك لتكون اللاعب الذي تريد أن تكونه أنا أدفع لك لتكون اللاعب الذي أنت عليه الآن |
Durum böyleyse eğer, başka bir oyuncuya geçmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | ، وان كان الامر كذلك علينا ان ننتقل الى احد اللاعبين الاخرين |
Üç oyuncuya daha yeriniz var mi? | Open Subtitles | إذاً , هل يمكنكم اللعب مع ثلاث لاعبين جدد ؟ |
Bu oyuncuya bayılıyorum. | Open Subtitles | ! احب هذه الممثلة |
Bu işi başarmak için bir oyuncuya ihtiyacın var. | Open Subtitles | لتنجح في هذا المشروع، أنت بحاجة لممثل .. |
-Yeni oyuncuya hayır! | Open Subtitles | - لا للممثل الجديد ! |
- Tabii ki. Tüm hareketler oyuncuya dövüş fırsatı varmış hissi uyandırıyor. | Open Subtitles | فكرة اللعبة تقوم على إحساس الجميع بقدرتهم على المكسب |
Peters, süslü bir turnuvada bir grup oyuncuya elektrik veren bir adamdan, bizi vezirin üstündeki piyona yönlendiren bir ipucu aldık. | Open Subtitles | (بيترز) تلقينا معلومة من رجل قام بكهربة حفنة من لاعبيين في بطولة شطرنج، مشيرا لنا إلى بيدق أمام ملكة |
Ama takımın şu anda oyuncuya ihtiyacı var, 30 yaşında barmenlere değil. | Open Subtitles | ولكن هذا الفريق الان يحتاج الى لاعبى كرة قدم وليس عمال بار بعمر الثلاثين |