Kalkıyor, scooterına atlıyor, şehirde hızlıca sürüyor Santa Maria della Pace Kilisesini geçiyor, vadiye doğru, turistlerin gezinmekte olduğu sokaklar arasında gidiyor. Roma'nın arka sokaklarındaki sessiz yaşamı her köşede rahatsız ederek | TED | فيستيقظ وينطلق علي دراجته البخاريه عبر المدينه من امام كنيسة بيس سانتا ماريا ديلا في الازقة ، من خلال الشوارع والتي يتجول السياح عبرها يعكر هدوء الحياة في الشوارع الخلفيه بمدينه روما |
Evet, Olivia Pace'in yanında. | Open Subtitles | نعم, أنا أعمل مع أوليفيا بيس الكاتبة الأميريكية |
Ama en çok da Olivia Pace'e teşekkür etmeliyim. | Open Subtitles | أكثر من ذلك دعونا نشكر أوليفيا بيس الموجودة هنا الليلة |
Erin Pace'in dairesinden bulduğumuz her kanıtı sana gönderdim. | Open Subtitles | أجل,لقد جعلت مكتبى يقوم بارسال الأدله التى قمنا بسحبها من شقه ايرين بايس اليكى |
- Sadece Pace'e ait izler vardı. - Ben de eksiksiz çalışmayı severim. | Open Subtitles | عثرنا على بصمات بايس فقط انا أيضا أحب أن أكون دقيقه |
Sizin de izninizle Bay Pace'in yerine yeni bir sekreter atadım. | Open Subtitles | إن أذنت لي فخامتك أنوي تعيين سكرتير جديد بدلاً من السيد بيس |
- Bay Harrington Pace olduğuna emin misiniz? - Evet, efendim. | Open Subtitles | -أيمكنكِ التأكيد أن هذا السيد "هارنغتن بيس"؟ |
Bay Pace'i görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | قال أنه يريد مقابلة السيد "بيس"، لذا أدخلته إلى غرفة الأسلحة |
Harrington Pace, Avcı Evi'nde. Kendi tabancalarından biriyle vurulmuş. | Open Subtitles | "هارنغتن بيس" في نزل الصيادين أطلقت عليه النار بواسطة سلاحه |
Kapı vurulduğunda burada Bay Pace ile beraberdim. | Open Subtitles | لقد كنت هنا مع السيد "بيس" حين تم سماع طرق الباب |
Amcanız Bay Harrington Pace cinayeti sebebiyle sizi sorgulayacağım. | Open Subtitles | أريدك استجوابك بشأن جريمة قتل خالك السيد "هارنغتن بيس"، |
- Eminim. Bana Bayan Pace olduğunu söyledi ve can sıkıcı bir karışıklık olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أنها السيدة "بيس" وقالت أنه حدث التباس محرج |
Gür sakallı suç ortağına kapıyı açar Pace'i öldürürler ve ikisi de kayıplara karışır. | Open Subtitles | فتحت الباب لشريكها الرجل ذو اللحية الشعثاء قتلا "بيس" واختفيا |
Mösyö Pace'in öldürüldüğü akşam, Madam Middleton sizin evinize gelip av kuşlarından aldı, öyle değil mi? | Open Subtitles | في ليلة مقتل السيد "بيس"، السيدة "ميدلتون" أتت للمنزلك لتحضر الطيور المصطادة، أليس كذلك؟ |
Zamanı geldiğinde size miras kalacaktı ancak kumar borçlarınız tavana vurmuştu ve Mösyö Pace, size yardım etmeyi reddetti. | Open Subtitles | لكن ديونك تراكمت والسيد "بيس" رفض مساعدتك |
O yüzden o can alıcı akşam, Mösyö Pace soğukkanlılıkla vuruldu. | Open Subtitles | لذا في تلك الليلة الحاسمة السيد "بيس" أُردي بدمٍ بارد |
Sormana gerek kalmaz, Pace. | Open Subtitles | سوف لا يكون لديك أن نسأل، بيس. |
- Amiral Pace ile iletişim halindeler ama sonarları, derinlikölçerleri ve radarları devre dışı durumda. | Open Subtitles | حسنا،إنهم في إتصال مع الأميرال بايس لكن سونارهم والباحث عن العمق والرادار أعتموا |
Ben Amiral Pace'i arayıp planımızı diğer üç şehre indirdiğinden emin olayım. - Telsizden ne fısıldadığımı bilmiyor. | Open Subtitles | سأتصل بالأميرال بايس وأتأكد أنه حمل طائراتنا في الثلاث مدن الأخرى إنها لا تعلم ما تمتمت به في الإتصالات |
Asker torpidolara. Amiral Pace'in talimatıyla ateşleme yapmak için doğrudan emir geldi. | Open Subtitles | يارجال الطوربيدات لدينا أمر مباشر بالإطلاق عندما يأمر الأميرال بايس |
Kendine bir bak. Charlie Pace, saygı değer iş adamı. | Open Subtitles | انظر لنفسك، "تشارلي بايس"، رجل أعمال محترم. |