Leonard Vole o gece saat 10:10'da eve döndüğünde paltosunun kollarında kan vardı. | Open Subtitles | أن ليونارد فول عاد الى المنزل عشرة دقائق بعد العاشرة و كان هناك دماء على أكمام معطفه |
paltosunun içinde tıka basa mum, sigara ve çeşitli hediyeler olurdu dul da onları en kısa zamanda güzelce mutfak dolabına saklardı. | Open Subtitles | كان هنالك سيجار مدسوس في معطفه خبئوا الأرملة في الخزانة بأسرع وقت ممكن |
paltosunun içinde tıka basa mum, sigara ve çeşitli hediyeler olurdu dul da onları en kısa zamanda güzelce mutfak dolabına saklardı. | Open Subtitles | كان هنالك سيجار مدسوس في معطفه خبئوا الأرملة في الخزانة بأسرع وقت ممكن |
Bu paltosunun iç cebindeydi, ötekiler gibi bana yazılmıştı. | Open Subtitles | هذا كان داخل جيب معطفه وكان مَعنونا الىّ كباقى الخطابات |
Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |
Şunun paltosunun altına sığınayım bari. | Open Subtitles | أفضل حل لي هو أن أنسل تحت معطفه |
paltosunun omzunda alçı tozu vardı. | Open Subtitles | كان لديه غبار الجص على الكتف من معطفه. |
- paltosunun içine gizlemişti. | Open Subtitles | كان يُخفيها تحت معطفه . سلاح الجريمة . |
Bir eli paltosunun cebindeydi. | Open Subtitles | وإحدى يديه كانت داخل معطفه |
paltosunun altında bir şey var. | Open Subtitles | لديه شيء ما أسفل معطفه |
Bu adam beni paltosunun içine koydu. | Open Subtitles | وضعني هذا الرجل في معطفه |
"Çocuk paltosunun altında bir şey taşıyor." | Open Subtitles | "الفتى يحمل شيئاً تحت معطفه". |
Ona verdikleri çiçeği bozmak istemediği için paltosunun önünü kapatmamış. | Open Subtitles | تعرضت للبرد وهي عائدة من المدرسة أعطوها زهرة كجائزة ولم ترد تطبيقها لذلك لم ترتب معطفها |
O vestiyerdeki paltosunun cebinden anahtarlarının alınmış olduğunu söyledi | Open Subtitles | قال شخص ما اخذ المفاتيح من جيب معطفها كان المعطف في غرفة العباءات |