| panikledim, ne halt edeceğimi bilemedim. | Open Subtitles | وجرذان أيضاً، ذعرت لم أكن أعرف مالذي علي أن أفعله |
| Hatta sen olucaksın diye panikledim. | Open Subtitles | على الرغم من أنني ذعرت نوعاً ما واعتقدت أنه قد يكون أنت |
| Bak, orada oluğum hakkında yalan söylediğim için üzgünüm, panikledim. | Open Subtitles | انا آسف أنني كذبت بشأن وجودي هناك, لكنني فزعت. |
| Yanlış olduğunu biliyorum... fakat, Debra tariflerimi isteyince ben de panikledim. | Open Subtitles | أعلم أن ذلك كان خطأ ولكن ديبرا سألت عن وصفاتي فأصبت بالذعر |
| Aksandan kurtulayım derken nasıl olduysa panikledim ve Borat gibi konuşmaya başladım. | Open Subtitles | وحينما حاولتُ التملّص من ذلك الوضع ذُعرت وطفقتُ أتحدّث كلّياً مثل (بورت). |
| - Tamam, biliyorum, panikledim. | Open Subtitles | أنا أعرف، أنا أعرف. أنا مذعورة. أنا مذعورة. |
| Afedersiniz, panikledim. Aklıma gelen ilk şey oydu. | Open Subtitles | أنا آسف، لقد هلعت إنّها أول شيء أتى إلى عقلي |
| panikledim. Ne yapacağımı bilmedim. | Open Subtitles | لقد خفت ولم أكن أعرف ما الذي علي فعله؟ |
| panikledim. Arabayla uzaklaştım. | Open Subtitles | لقد ذعرت , و قدت سيارتي مبتعداً |
| panikledim, telaşa kapıldım. | Open Subtitles | حسنا . ,انا ذعرت اصبحتُ مرتبكَ |
| Seni dolaba o şekilde soktuğum için kusura bakma. panikledim. | Open Subtitles | آسف لإبقاءك في الخزانة , لقد ذعرت. |
| Okulu bırakmak zorunda kalacağını söylediğinde neden panikledim sanıyorsun? | Open Subtitles | لماذا تظنين أنني فزعت عندما قلتِ أنكِ قد تتركين الجامعة؟ |
| Elbette başta panikledim ama daha sonra anladım. | Open Subtitles | لقد فزعت في البداية بالطبع و لكن هذا جعلني أفكر |
| gelip yakaladığında panikledim ateş ettim, o da ateş etti. | Open Subtitles | عندما أتى علينا , لقد فزعت ثم أطلقت النار و من ثم رد إطلاق النار |
| Doğru değildi, bende panikledim... çünkü bir yerde olamam gerekiyordu. | Open Subtitles | لم تكن الساعة تعمل لذا أصبت بالذعر لأنه كان لابد على الذهاب لمكان ما |
| Polis arabasının arkasında oturuyordum, üzerimdeydi ve panikledim, tamam mı? | Open Subtitles | لقد كانت في المقعد الخلفي في سياره الشرطه وكانت معي .. ولذا أصبت بالذعر .. حسناً ؟ |
| Audrey öldüğünde panikledim ve seni acınla baş başa bıraktım. | Open Subtitles | لقد ذُعرت عندما توفيت (أودري) و تركتك تتعاملين مع الألم |
| Sonra polis gelince de panikledim. | Open Subtitles | وبعد ذلك، أظهرت الشرطة حتى، وأنا مذعورة. |
| Parçacıklardan biri zırhıma hasar verince de panikledim. | Open Subtitles | فعندما تكسرت الشظية وأحدثت تلفاً في حلتي، هلعت |
| panikledim, çünkü hemen görünüşümü değiştirmem gerekiyordu. | Open Subtitles | انا خفت لذا كان عليا لاختفاء على الفور |
| Son konserde orkestra çukuruna bakarken panikledim. | Open Subtitles | إنه من أجل الخوف من المسرح لقد ارتعبت بآخر حفل لي لابد من أنه بسبب قاعة الأوركسترا |
| Panik yapmıyorum. Biraz panikledim yine de. Tanrım! | Open Subtitles | انا لست مذعورا انا مذعور بعض الشئ ، ولكن يا الهي |
| Işık doğrudan vurdu ve tamamen tüysüzdü ve ben de panikledim. | Open Subtitles | الضوء الساطع أناره مُباشرة، وكان أصلعاً بالكامل فهلعت |
| Beni korkuttun, ben de panikledim. | Open Subtitles | لقد أرعبتني ففزعت |
| Tekrardan panikledim ve bir aralar senin kafayı bana taktığını ve yatağımın... - ...altında yattığını söyeledim. | Open Subtitles | فزعتُ ثانيةً و قلتُ أنّك اعتدتَ الاستلقاء تحت سريري و أنّك مهووسٌ بي. |
| panikledim. | Open Subtitles | لقد ذعرتُ. |
| Kadın, isminin Norcut olduğunu söyleyince bir an panikledim. | Open Subtitles | لقد إرتعبت عندما ذكرت أن إسمها نوركات |
| Ama o adamın bizi izlediğini gördüğümde panikledim. | Open Subtitles | لكنني رأيت هذا الرجل وهو يراقبنا وفزعت |