"parçacık" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجسيمات
        
    • الجزيئات
        
    • جسيمات
        
    • الجزيئي
        
    • جسيم
        
    • جزيئات
        
    • للجسيمات
        
    • الجزيئيّ
        
    • الجسيم
        
    • الجُسيمات
        
    • الجزئيات
        
    • الجزيء
        
    • شظية
        
    • جُزيئات
        
    • جزيء
        
    parçacık, tanımı gereği, herhangi bir anda tek bir yerde olur. TED الجسيمات حسب تعريفها توجد في مكان واحد في أي لحظة زمنية.
    Ve doğada bu kadar çok temel parçacık olması size tuhaf görünebilir. TED وقد يبدو غريبا أن يكون في الطبيعة.. هذا العدد الكبير من الجسيمات.
    Yük taşıyan parçacıklar elementlerle değişerek sanal parçacıklara dönüşürler çünkü gerçek maddelerde olduğu gibi parçacık dedektörleri tarafından saptanamazlar. Open Subtitles جزيئات الطاقه الحامله تتغير من جزيئات ظاهره الى جزيئات تخيليه و الجزئيات الغير حقيقيه لا يمكن اكتشافها بكاشف الجزيئات
    Bu tesisin her köşesine 10 tane Haldorr parçacık mayını kurdum. Open Subtitles لقد زرعت ألغام 10 جسيمات هالدور في جميع أنحاء هذا المبنى
    parçacık Hızlandırıcının yapılmasına bizzat yardım etmişti patladığında o da bundan etkilenmişti. Open Subtitles لقد ساعد في الواقع على بناء المسرع الجزيئي وعند انفجاره تأثر أيضاً
    1960'lar itibarıyla yüzlerce yeni parçacık bulunuyordu, her hafta yeni bir parçacık keşfediliyordu. Open Subtitles وبحلول الستينات كان هناك مئات من الجسيمات الجديدة مع جسيم جديد يكتشف أسبوعيا
    Ama bu parçacık boyutu... bizim şirkette yaptıklarımızdan çok daha öte. Open Subtitles لكن حجم الجسيمات متطور للغاية عن أي شيء نفعله في شركتنا
    Bir pulsar dönerken kutup bölgesinden parçacık yüklü ve iyi odaklanmış ışın yayar. Open Subtitles بينما يدور النجم النابض ينبعث من القطبين أشعة عالية التركيز من الجسيمات المشحونة
    Bir manyetik alan olmadan, güneşten gelen yoğun bir parçacık akınından ve gezegenin güneş rüzgarlarından korunması mümkün olmazdı. Open Subtitles من دون الحقل المغناطيسي لن يكون هناك حماية من الرياح الشمسية تيار حاد من الجسيمات الدقيقة آتية من الشمس
    Bu manyetik alan akımı. Bunlar parçacık değiller, ancak parçacık özelliği gösterirler. TED هذه عبارة عن خطوط الحقول المغناطيسية، إنها ليست جزيئات. و لكنها تسلك سلوك الجزيئات.
    Ama diyelim ki güneş ışığı vuran bir parçacık var ve eşit olmayan biçimde ısınıyor. TED و لكن دعنا نقول أن لدينا ضوء الشمس يصل إلى بعض الجزيئات, و تم تسخينها بشكل غير متكافىء
    Bu olduğunda ise çarpışan iki parçacık rastgele yönlere saçılacaktı. TED وإذا حدث ذلك فان تلك الجزيئات التي شاركت في التصادم سوف ترتد في اتجاهات عشوائية.
    Yani, bir parçacık evrende dolaşırken, bu Higgs parçacıkları ile etkileşebilir. TED الان عندما يتحرك جسيم عبر الكون، يمكنه التفاعل مع جسيمات هيجز تلك.
    Peki, ya 10 ya da 20 yıl geçtikten sonra bile yeni bir parçacık keşfedemezsek? TED لكن ماذا لو ، حتى بعد 10 أو 20 سنة ، لا نجد جسيمات جديدة ؟
    Bahsettiğimiz şey, parçacık hızlandırıcıdan etkilenmiş olabilecek diğer insanları kontrol altına almamıza yardımcı olmandı. Open Subtitles لقد تحدثنا عن مساعدتك لنا لنحتوي الأشخاص الآخرين الذين من المحتمل أنهم تأثروا بانفجار المسرع الجزيئي
    Hem konumu hem momentumu olan bir parçacık elde etmek için iki resmi karıştırarak, sadece küçük bir alanda dalgaları bulunan bir grafik yapmamız gerek. TED وللحصول على جسيم بموقع وقوة دافعة، يلزمنا مزج الصورتين لعمل رسم بياني يتألف من موجات، ولكن في مناطق صغيرة فقط.
    En iyi tahminim bu haznenin bir tür parçacık jeneratörü olabileceği. Open Subtitles أعتقد أن هذه الغرفة عبارة عن مولد جزيئات من نوع ما
    Lakin 2009'da inanılmaz duyarlı parçacık detektörü onun ilk belirtilerini yakaladı. Open Subtitles حتى أنه كثير من العلماء قد شكوا في وجوده ولكن في سنة 2009 هناك كاشف للجسيمات أكتشف لمحة منه
    parçacık hızlandırıcıyı çalıştırmalarını görmek için zamanında eve dönmek istedi. Open Subtitles ودّ العودة لبيته لكيّ يرى تشغيل المعجّل الجزيئيّ
    Bize göre, muhtemelen, hâlâ bilinmeyen birçok parçacık var ve çok daha büyük bir simetriye, çok daha büyük bir teoriye, Open Subtitles نحن نعتقد، ربما أن هذا الجسيم والعديد من الجسيمات الأخرى لا تزال هناك وكلها جزء من تماثل أكبر من ذلك بكثير
    Ama quantum düzeyinde nasıl çalıştığını anlamıyoruz-- parçacık ve dalgaların çok küçük etkileri. Open Subtitles لا نفهم عملها فى العُمق على مُستوى الكمّ لا نفهم عملها فى العُمق على مُستوى الكمّ حقل الموجات و الجُسيمات المجهرى
    Ve saygıdeğer meslektaşıma göre biz onu gözlemleyene kadar o parçacık aslında var olmuyor. Open Subtitles ووفقا لزميلي العزيز هنا لاوجود لهذا الجزيء حتى نلاحظهُ
    Trekal atardamarından çıkıyorsun. İlk parçacık önünde olmalı. Open Subtitles تخرج من الشريان الرغامي، وينبغي أن ترى أول شظية
    Dört mil uzunluğunda parçacık hızlandırıcı. Open Subtitles مُسرِّع جُزيئات بطول أربعة أميال.
    Sana göre o otomobil bir parçacık olsaydı ama onu görmeseydik orada olmazdı. Open Subtitles وفقا لك، إذا كانت هذه السيارة جزيء ولكننا لم نرها لم يكن لها وجود على الإطلاق

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more