Bu yüzden beynini patlatmadan önce bir çekiç ile ellerini parçalamış! | Open Subtitles | قبل أن ينفجر دماغه من التفكير أخذ مطرقة و حطم يديه |
Helikopteri bir güzel parçalamış. | Open Subtitles | لقد حطم بعض من اجزاء المروحية الى حد ما جيدة |
Kocasının bütün takımlarını kesmiş. Adam da onun resimlerini parçalamış. | Open Subtitles | يوم ما مزقت كلّ بدلاته وهو إنتقم بتمزيق كلّ لوحاتها. |
Kurşun organlarımı parçalamış. Hamile kalabilmemin neredeyse imkansız olduğunu söylediler. | Open Subtitles | مزقت الطلقة أحشائي قالوا أنه سيكون مستحيلاً تقريباً أن أنجب |
Buradan girmiş, kürekkemiğini parçalamış ve bir parçası çıkmış ve arkasındaki tahtaya saplanmış. | Open Subtitles | حسناً، لقد دخلت من هنا، و حطمت عظم الكتف، ثم جزء منها خرج |
Kurşun dizin altındaki kemiği parçalamış ve atardamarı koparmış. | Open Subtitles | الرصاصة حطمت العظمة أسفل الركبة وقطعت الشريان |
Güya, o gençken... bir köpek boğazını parçalamış ve ses tellerini kopartmış... | Open Subtitles | يقال إنه حين كان صغيراً مزق كلب حنجرته وانتزع حباله الصوتية |
Bu adamı öldürmek için ne kullandıysa, tek seferde kafatasını parçalamış. | Open Subtitles | مهما إستعمل لقتل هذا الرجل حطم جمجمته بضربة |
Katil adamın boğazını parçalamış, ve sonra da ağzına kurşun mu koymuş ? | Open Subtitles | ذلك القاتل حطم له في الحلق، و ومن ثم وضع رصاصة في فمه؟ |
Motoru devirdikten sonra elbette subapları da parçalamış. | Open Subtitles | لذلك ، عندما شغل المحرك ، بالطبع حطم الصمامات |
Birisi diş kayıtlarına erişimi engellemek için dişleri ve çenesini parçalamış. | Open Subtitles | شخص ما حطم اسنانها, الفك السفلي والعلوي لمنع التعرف على ماهية اسنانها. |
Sıçrama izlerine göre birisi kurbanın kafasını duvara vurarak parçalamış. | Open Subtitles | نمط الرش يبدو كما لو أن شخص ما حطم رأس الضحية على الجدار. |
Ve sonra çekiçle birer birer hepsinin kafalarının arkasını parçalamış. | Open Subtitles | ثم واحد تلو الآخر... لقد حطم مؤخرة رؤوسهم وجعلها مفتوحة بذالك المضرب |
Enver Çavuş siperde yaralandı. Kurşun sağ elini bileğine kadar parçalamış. | Open Subtitles | العريف أنور أصيب بذراعه اليمنى و مزقت الرصاصة رسغه |
Kurşun kalp kapakçıklarını ikisini parçalamış, kan akış düzeni bozulmuş. | Open Subtitles | الرصاصة مزقت قلبه الصمامات و نظام التوصيل الكهربي فيه |
Bir kurşun aortu parçalamış. | Open Subtitles | واحدة من الرصاصات مزقت الشريان الأورطي |
İkinci darbe renal atardamarı parçalamış. | Open Subtitles | الطعنة الثانية مزقت الشريان الكلوي |
Baltayla adamın aracını parçalamış. - Adam da onu asansöre kilitlemiş. | Open Subtitles | حطمت سيارته المفضّلة بالفأس جن جنونه، وحبسها في المصعد. |
Annem harap etmiş ve parçalamış. | Open Subtitles | تلك العلاقة حطمت أمي ومزقت عائلتي إلى أشلاء |
Kurşun sağ taraftaki beşinci ve altıncı kaburgaları parçalamış. | Open Subtitles | الرصاصه حطمت الضلع الخامس والسادس في الجهة اليمنى. |
Kurşunlar dalağını parçalamış. | Open Subtitles | الرصاص مزق طحاله و سيستمر ضغط الدم بالهبوط |
İki adamımızı parçalamış tam da kralımızı yiyecekken Yabancı kılıcını ayıya sapladı. | Open Subtitles | لقد مزق اثنين من الرجال وكان على وشك أن يأكل الملك نفسه لولا أن قام الغريب بغرس سيفه به |
Bir şey bu hava kilidini parçalamış. | Open Subtitles | شيء ما مزّق كل شيء خارجاً من غرفة معادلة الضغط |