"parçalardan" - Translation from Turkish to Arabic

    • القطع
        
    • من أجزاء
        
    • الأجزاء
        
    • من الحطام
        
    • قطع الغيار
        
    • الاجزاء
        
    • الأجزاءِ
        
    Sanki bu fikirler, farklı şekillerde ve farklı parçalardan oluşuyor ve sanki bu parçalar öylesine dolanmaktalar. TED أنه يبدو أن الأفكار مصنوعة من تلك الأجزاء المنفصلة، تلك القطع المنفصلة تطفو خارجًا.
    Evet. Mantar elbette güzeldir. Ama o koca parçalardan nefret ediyorum. Open Subtitles نعم، الكمأة بالتأكيد ولكني أكره القطع الرفيعة
    Annem bana parçalardan birini tapınakta sakladığını söylemişti. Open Subtitles قال لي الأم أنها تظل واحدة من القطع في المعبد
    Bağımsız parçalardan oluşan bir organizma ama her biri önemli. Open Subtitles كائن حي من أجزاء منفصلة، لكن كل شخص مكانته مهمه
    Evrim yeni bir şeyler yaptığında, yeni bir dönemece girmeden önce stoktaki, hazırdaki parçalardan kullanır. TED عندما يُحدث التطوّر شيئًا جديدًا، فهو يرتكز على الأجزاء المُخزّنة، المُتوفّرة، قبل أن تأخذ منعطفًا جديدًا.
    Şu araba, iki kızın önünde patladı ve hiçbiri diğerinin bedenini uçan parçalardan korunmak için kullanmadı. Open Subtitles تلك السيارة إنفجرت للتو أمام تلك الفتاتين، وواحدة لم تستخدم جسد الأخرى لتحميها من الحطام المتطاير.
    Mesela insan eliyle yapılmışlardan ve belirli zamana ait parçalardan kurtulmak artık daha modern parçalarla donatmak gibi. Open Subtitles الأبتعاد عن المصنوعات اليدويه وعن القطع القديمة و التفاعل مع الشئ الأكثر حداثه
    Neden onu söküp bütün eski parçalardan kurtulmuyoruz? Open Subtitles دعينا نعود و نفككه و نتخلص من القطع القديمة
    parçalardan doku örnekleri, ellerden parmak izleri aldık. Open Subtitles نأخذ عينات من الجلد من القطع المنفردة و بصمات من اليد
    Teşekkürler. En sevdiğim parçalardan bir tanesiydi. Open Subtitles شكراً لإنقاذك الموقف كانت تلك واحد من أفضل القطع لدي
    bugün alınmak üzere ayrıttığım parçalardan,.... alınan var mı acaba ? Open Subtitles كنت اسال اذا كانت القطع المحجوزة قد دفع ثمنها؟
    Çöp konteynerindeki diğer parçalardan farklı ama. Open Subtitles هذا مختلف عن القطع المكسورة التى وجدناها بحاوية النفايات
    parçalardan birinin içine soktugun o sey badem mi? Open Subtitles أهذا لوز لتوك أدخلته في واحدة من القطع ؟
    Bu, sitesinde sattığımız parçalardan biri. Open Subtitles هذه واحدة من القطع التي نبيعها في الموقع.
    Toprak parçalardan oluşan bir Dünya yaratmıştı. TED خلقت الأرض عالما مصنوعا من القطع.
    Monataj hatları, bütüne değil ama parçalara dayanan bir Dünya'yı yaratmış ve mimarlara, tasarımcılara ürettikleri objelerin ayrı ayrı, kendine has görevleri olan parçalardan oluşması gerektiğini öğretmiştir. TED فرضت خطوط التركيب عالماً مصنوعاً من أجزاء، مؤطرةً خيال المصممين والمعماريين الذين تم تدريبهم على التفكير حول أشيائهم على أنها تجمعات من أجزاء قطع منفصلة مختلفة الأدوار.
    Gördüğümüz her şey atom denilen küçük, bölünemez parçalardan oluşuyor. TED و هو أن كل ما نراه يتكون من أجزاء متناهية في الصغر لا تتجزأ، تسمى الذرات.
    Eğer uçak geçtiği anda adam binanın yakınında duruyorsa belki diğer yaralar uçak Pentagon'a çarptığında her nasılsa fırlayan parçalardan olmuştur. Open Subtitles لو وقفت بهذا القرب من المبنى عند عبور الطائرة , فربما هناك إصابات أخرى من الحطام عند ضرب المبنى
    Çirkin görünümleri yüzünden Afrika düzlüklerinin palyaçoları oldukları ve uyumsuz parçalardan oluştukları söylenir. Open Subtitles صعبة المراس في المظهر تمّ دعوتهم بمهرجين السهول الأفريقية وهي حيوانات تمّ تجميها من لجنة قطع الغيار
    Bildiğiniz gibi, bir süredir Rambaldi'nin icatlarının toplamının, parçalardan daha büyük olduğu düşüncesine dayanarak çalışıyoruz. Open Subtitles كما تعرفون,منذ مدة, كنا نعمل تحت فرضية ان تجميع اخترعات رامبالدى اعظم من الاجزاء.
    "Çeşitli parçalardan oluşan bir kimyasal maddeyi..." Open Subtitles "مادة كيمياوية واحدة , سَيكونُ عِنْدَهُ العديد مِنْ الأجزاءِ الفرديةِ... "

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more