Cedar denen herifin amcanın şirketini parçalayıp o iyi insanları kovması yazık oldu. | Open Subtitles | رغم أن عار على هذا لـ سيدار تمزيق شركة عمك وفصل كل هؤلاء الناس |
Bu demektir ki, bir çörek şeklini onu parçalayıp yırtmadan fincan şekline ve hatta tekrar eski şekline dönüştürebiliriz. | Open Subtitles | هذا يعنى انه يمكننا أن نغير الكعكة إلى شكل كوب القهوة ونعود إليها مرة اخرى بدون الحاجة لشق أو تمزيق العجينة مطلقاً. |
Kurşunun, brakiyal ve karotis arterleri parçalayıp köprücük kemiğine saplanmış. | Open Subtitles | رصاصتك مزقت له الشريانين العضدي و السباتي وإستقرت بجانب الترقوة. |
Bilinen evrendeki en büyük suç kafası sende olsaydı... ve genç, güzel bir kızın iç organlarını parçalayıp çıkarsaydın... soluklanmak için nereye giderdin? | Open Subtitles | قل لى الحقيقة لو كنت انت أكبر عقل اجرامى معروف فى هذا العالم وقد مزقت للتو أحشاء فتاة شابة جميلة |
Elbiseni parçalayıp seni delice sikmek istiyorum. | Open Subtitles | انا سوف امزق لباسكِ منكِ وانا سوف انكحكِ بقوه جدا. |
Yanımda bir daha şarkı söylerek konuşursan o aptal elbiseni parçalayıp sana yediririm. | Open Subtitles | لو انك قمت بالغناء في وجهي مرة اخرى سوف امزق لباسك التعيس واحشره في فمك |
Vücudunu parçalayıp şehrin dört bir yanındaki çöplüklere atarlar. | Open Subtitles | يرمون أشلاء جسده في مستودعات قمامة في كافة أنحاء المدينة. |
MacKenzie klanının kendini parçalayıp yok etmediğine Colum ve Dougal'la olan ilişkimin düzeldiğine mutlu olmam gerekirdi. | Open Subtitles | كان يجب ان أكون سعيد بأن عشيرة ماكنزي لم تتمزق الى أشلاء وبأني قد أصلحتُ علاقتي مع الكولوم ودوغال |
Bunu yapmak için, çöreği böyle parçalayıp yeniden şekillendirmekten | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لفعل ذلك هى تمزيق الكعكة هكذا |
Kıyafetlerini parçalayıp masaya yatırmamak için nasıl duruyorsun? | Open Subtitles | كيف تمنعين نفسكِ من تمزيق ثيابه ومضاجعته هنا على هذه الطّاولة |
Vücudumu parçalayıp beni atarken bilinçli davrandım. | Open Subtitles | كنت واعيا في حين أنها تمزيق جسدي، ورفض لي |
Giysilerimi parçalayıp yüzüme toz toprak sürerek başka biri olabilirim. | Open Subtitles | بإمكاني تمزيق ملابسي وألطّخ وجهي بالوحل |
Bay Savrinn, o kurşun üst sırtından girdi, kenar lateral scapulayı parçalayıp sana kolunu hiç sallayamayacak duruma getirdi. | Open Subtitles | سيد (سافرين)، لقد اخترقت الرصاصة عضلة الكتف و مزقت هامش الكتف الجانبي و تركتك دون قدرة على تحريك الذراع |
Sol tarafını delip küçük bağırsağını deşerek karnını parçalayıp geçmiş ve sağ bacağına saplanmış. | Open Subtitles | لقد إخترقت جانبه الأيسر، ثقبت المعي الدقيق... مزقت بطنه خلال مرورها ودخلت فخده الأيمن. |
Muhtemelen parçalayıp döşemenin altına koymuşlardır. | Open Subtitles | تلك الفتاة حتما مقطعة إلى أشلاء تحتألواحالأرضيةفيمكان ما. |
Vücudunu parçalayıp dört farklı eyalete gömdün. | Open Subtitles | و من ثمّ نثرت أشلاء جسدها ! عبر أربع مقاطعاتٍ مختلفة |