"parçasının" - Translation from Turkish to Arabic

    • القطعة
        
    • قطعة من
        
    • جُزء
        
    • لقطعة
        
    • جزءًا
        
    • أن قطعة
        
    • قصاصة
        
    Fakat burada bana bu müzik parçasının oldukça hızlı olduğu söyleniyor. TED لكن هنا يتم إخباري أن القطعة الموسيقية سريعة للغاية.
    bir enkaz parçasının içinde yaşamaya çalışmak... küflenmiş protein yemek... ve [Çince Argo] kabadayı bir kaptan tarafından itilip kakılmak. Open Subtitles لتعيش على هذه القطعة من الخردة وتأكل البروتين المصنّع ويترأسك قائد لحوح ومتعجرف
    Ünlü doktor Pahotep tam bin gümüş parçasının altında can verdi. Open Subtitles وزير التجارة الأعظم سحق حتى الموت تحت الف قطعة من الفضة
    Ve aslında, bu sabah aldığım bir e-posta ATLAS'ın son parçasının inşaasını bugün bitirdiğimizi söylüyordu. TED وفي الواقع، هذا الصباح، تلقيت رسالة بالبريد الإلكتروني تقول بأننا قد إنتهينا، اليوم، من بناء آخر قطعة من تجربة أطلس.
    Uzayın her bir parçasının şu an olduğu gibi, zamanın da her bir parçası şu an var. Open Subtitles بما أن كُل جُزء من المكان موجود هُنا حالياً هذا يعنى أن كُل جُزء من الزمان موجود هٌنا حالياً أيضاً هذا يعنى أن كُل جُزء من الزمان موجود هٌنا حالياً أيضاً
    Başka bir bölümde, bir ağaç kabuğu parçasının resmini çekmeli ve onu da etiketlemelisiniz. TED في فصل آخر، يجب أن تلتطقوا صورة لقطعة لحاء ثم وسمها.
    Hala bazen onun bir parçasının benim içimde olduğunu düşünüyorum bu yüzden onları görebiliyorum. Open Subtitles أحيانًا أشعر بأنّي أملك جزءًا منه بداخلي لذلك إنّي قادرةٌ على رؤيتهم.
    Bir bez parçasının insanla canavarı birbirinden ayırabileceğini düşünüyorsan tam bir aptalsın. Open Subtitles إنك أبله إذا خلت أن قطعة قماش بوسعها فصل الرجل عن الوحش.
    Beton parçasının şekilleri... sinüs boşluğu... bronş tüpleri... artı orta parmağın çevresinde, bir tür oyuk gibiydi. Open Subtitles هذه القطعة من الإسمنت المسلح تشكلت على تجويفه الجيبي أنابيبه المتشعبة
    Fazla vaktim yok, o yüzden sana planın diğer parçasının açıklamasını yolda yapacağım. Open Subtitles ليس لديّ الكثير من الوقت، لذا سأريكم كيفيّة الحصول على القطعة التالية من الخطّة وسأشرحها في طريقي.
    İyi hoş da, şunu unutmayın ki önceliğimiz son mızrak parçasının ve muhafızının yerini bulmak olmalı. Open Subtitles لا بأس بكل هذا، لكن تذكر، يتعين أن تكون الأولوية هي اكتشاف مكان القطعة الأخيرة من الرمح وحاميها.
    Tılsımın son parçasının da onunla beraber kaybolmuş olması durumu şüpheli hale getiriyor. Open Subtitles حقيقة أختفاء القطعة الأخيرة معه تقودنا للجانى
    Bir dakikalığına bu kağıt parçasının... Open Subtitles تخيلوا لدقيقة ، أن هذه القطعة من الورق معذرة ... هذه فانيسا و هى لى
    hala bir buz parçasının üstündesinizdir, hala güneş ışığı alabilirsiniz, ve hala, bir yerden bir diğerine giderken hayattasınızdır. TED فستكون على قطعة من الجليد و تصلك أشعة الشمس ومازال بإمكانك البقاء حيا عند إنتقالك من مكان لآخر
    Yapbozun son parçasının yerine yerleştirilmesine benziyordu bu. Open Subtitles اعتقد ان آخر قطعة من الاحجية قد وضعت في مكانها
    Bir metal parçasının onu güvende tutacağını düşünmek aptalca. Open Subtitles أحمق من يعتقد أن قطعة من المعدن قد تبقيه أمِناً
    Ben öyleyim ve belki burada olmamım sebebi Sam'in bir parçasının neden bahsettiğini bilmesidir. Open Subtitles لأنني كذلك، وربما أنا هنا لأنني جُزء من "سام" يعرف ما يتحدث عنه..
    Umrumda değil çünkü sen de onların çarkının bir parçasının, değil mi? Open Subtitles ولكن حقَا لا يهمّني لأنّه... من الواضح أنّك أصبحَت جُزء من لعبتهُم، أليَس كذلك؟
    Bilim insanları için bir ahşap parçasının nasıl canlı bir tanrı olduğunu ya da kemiklerin ruhları olabileceğini anlamak zor olabilir. TED بالنسبه للعلماء قد يكون من الصعب استيعاب كيف يمكن لقطعة خشبية أن تكون إلها حيا أو كيف الأرواح تحيط بالعظام.
    9. bölgedeki yaşlı hanımlar, kız kardeşim Sophie'nin ruhunun bir parçasının her tabağa aktığını söylüyorlar. Open Subtitles المسنّات بالحيّ التاسع يقلن أنّ أختي تنزف جزءًا من روحها في كلّ طبق.
    Biliyor musunuz doktor bu masadaki dantel parçasının Belçika'da kör rahibelerce yapıldığını söylemişti. Open Subtitles لقد قال لى أن قطعة الدانتيل التى توضع على هذه المنضدة كانت من صنع الراهبات الكفيفات فى بلغاريا ،تخيل ؟
    Bu kağıt parçasının bir konserve kutusundan geldiğine eminim. Open Subtitles أنا متأكد من أن قصاصة الورق هذه قد جاءت من علبة قد جاءت من علبة السرطان فى القمامة عندما مررت من هنا سابقا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more