"parçasından" - Translation from Turkish to Arabic

    • من قطعة
        
    • قطعة من
        
    Oradaki bir kömür parçasından elmas elde etmenin imkanı yok. Open Subtitles ليس هُناك فرصة لتحصل على ألماس من قطعة فحم. هُناك.
    Eğer bir kağıt parçasından ve bir dikiş iğnesinden pikap yapabiliyorsanız dünyada neyi yapmak mümkün olmazdı ki? TED إذا كنت تستطيع صنع مسجِل من قطعة ورقية وإبرة، ما هو المستحيل إذًا في هذا العالم؟
    Ufak bir kil parçasından yapılan Kara Sinema Evi'nin daha büyük bir kil parçasına dönüşmesi gerekti: benim atölyem. TED كان على بيت السينما السوداء، الذي أنشىء من قطعة صغيرة من الطين، أن يكبُر إلى قطعة كبيرة من الطين، وهو الآن معملي.
    Kaburgaya takılıp kalmış tırnak parçasından başka bir şey yoktu. Open Subtitles قطعة من ظفر استقرت في أحد الأضلاع لا شيء آخر
    Bu yazı çöp parçasından başka bir şey değil, Tekrarlıyorum, bunların bizimle bir ilgisi yok. Open Subtitles هذه قطعة من القمامة ديه شيء، وأكرر، أن لا علاقة لنا
    Gerçekten o meteor parçasından mı yapılmış? Open Subtitles هل هي مصنوعة فعلاً من قطعة من ذلك النيزك ؟
    Bir doku parçasından hücre üretmek, küçücük bir çocuğu ailesinden uzakta büyütmeye çalışmaya benziyor. TED نمو الخلايا من قطعة الأنسجة تشبه قليلاً نمو الأطفال الصغار جداً خارج عائلاتهم.
    Her şeyin minicik bir kum parçasından başladığını söylemişti. Open Subtitles لقد قالت إنها تبدأ من قطعة صغيره من الرمل
    Boynum neden birdenbire bir halat parçasından değerli? Open Subtitles لماذا أصبحت رقبتي فجأة تساوي أكثر من قطعة حبل؟
    Tamamıyla beton kaplanmış bir plastik parçasından altı aylık bir avuç içi izini nasıl alabilirsin ki? Open Subtitles كيف ستحصلين على بصمات لراحة اليد عمرها ست شهور من قطعة بلاستيك غُلفت في خرسانة ؟
    Bir kağıt parçasından nasıl koca seçebildiğini hala anlamıyorum. Yani, bu adamın sorunu nedir mesela? Open Subtitles أنا لا زلت لا أفهم كيف تختارين زوجاً من قطعة ورق أنا أقصد , على سبيل المثال مالعيب في هذا الرجل ؟
    Cevabım korkunç bir et parçasından daha kötü olacak. Open Subtitles سأعتزم على جلب الجحيم لك أكثر من قطعة مشويه للحم الحصان
    İsa Peygamberi vaftiz eden elin bir parçasından bahsediyoruz. Open Subtitles نحن نتحدث عن قطعة من اليد التي عمّدت المسيح
    Soru şu; bu yaranın kırık bir cam parçasından mı yoksa bıçağın ağzından mı kaynaklandığı saptanabilir mi? Open Subtitles السؤال هو: هل يمكن أن تقرر ما إذا كان هذا الجرح نتج من جرح نفسه على قطعة من الزجاج المكسور
    Seni temin ederim ki, o vazoya zarar vermek için bir kağıt parçasından fazlası gerekir. Open Subtitles أود أن أؤكد لكي، انه سيأخذ أكثر من قطعة من الورق لعمل ضرر بهذة الزهرية
    İçlerinden akım geçirirseniz, metal parçasından 1000 kat daha fazla akım geçirebilirsiniz. TED اذا استطعت ان تشغلها بصورة صحيحة , يمكنك الحصول على الطاقة العظمي منها و اكثر من 1,000 مرة تشغيل خلال قطعة من المعدن .
    Ama bazen yasalar sadece bir kağıt parçasından ibarettir. Open Subtitles لكن بعض الأحيان القانون فقط قطعة من ورق
    Aralarındaki bağ bir kağıt parçasından ibaret. Open Subtitles متصل وبواسطة قطعة من الورق.
    Allison'ın masasındaki bir kağıt parçasından. Open Subtitles قطعة من الورق في مكتب أليسون

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more