"parçasıymış" - Translation from Turkish to Arabic

    • قطعة من
        
    • كانت جزءاً
        
    • جزءٌ
        
    • كان جزءاً
        
    • كقطعة من
        
    • كانت جزء من
        
    • كانت جزءا
        
    • أنني جزء
        
    Onunla yattıktan sonra et parçasıymış gibi kapı dışarı mı edeyim yani? Open Subtitles لقد مارستُ علاقة معها وبعدها أطردها من هنا كأنها قطعة من اللحم؟
    Sadece bir bez parçasıymış. Open Subtitles إنها فقط قطعة من الخرق البسيطة
    Bu mesaj senin kapsülünde bulundu yaşayan anıları çekip alan etkileşimli yapay zeka programının bir parçasıymış. Open Subtitles الرسالة التي وجدناها في سفينتِك لقد كانت جزءاً من برنامج ذكاء إصطناعيّ تفاعليّ وهو مستخلص من ذاكرة حيّة.
    Jim, sentetik bacak onun parçasıymış gibi hareket ediyor ve işlerini görüyor. TED الآن، يتحرك جيم ويتصرف كما لو أن الطرف الاصطناعي جزءٌ منه.
    Sonra anladık ki suikast, hükümetin içinden yönetilen mevcut yönetimi devirmek için hazırlanan daha büyük bir planın parçasıymış. Open Subtitles وأدركنا حينئذٍ بأن الاغتيال كان جزءاً من مخططٍ كبير من داخل الحكومة للضفر بإدارة الحكومة
    Birbirimize sadece bir et parçasıymış gibi davranmamız. Open Subtitles تعلم، جميعنا نعامل بعضنا كقطعة من اللحم.
    Birlikleri JSOC'nin bir parçasıymış. Open Subtitles وحدتهم كانت جزء من قيادة العمليات الخاصة المشتركة
    İki yıl önce İran tarafından Bandar Abbas'a giden bir kargonun parçasıymış. Open Subtitles كانت جزءا من شحنة دخلت (إيران) قبل سنتين (عن طريق (بندر عبّاس
    Bir şeyin, heyecan verici bir şeyin parçasıymış gibi hissediyorum. Open Subtitles أشعر كما لو أنني جزء من شيء ما شيء مثير جداً
    Ona göre bu sadece bir kağıt parçasıymış. Open Subtitles انها تعتقد انة مُجرد قطعة من الورق
    Ona bir et parçasıymış gibi davrandın. Open Subtitles هل تعاملها وكأنها قطعة من اللحم.
    Sadece bir bez parçasıymış. Open Subtitles أوه ، إنها فقط قطعة من الخرق
    O da o gecenin bir parçasıymış. Open Subtitles كانت جزءاً مما حصل تلك الليلة
    Bu okul, Tuttle'ın şirketinin bir parçasıymış. Open Subtitles هذه المدرسة كانت جزءاً من مؤسسة (تاتل)
    Çocuk istilacıları alt etme planının önemli bir parçasıymış. Open Subtitles قال أنّه جزءٌ مِنْ خطّةٍ مهمّة لهزيمة الغزاة.
    Benden çok daha büyük bir şeyin parçasıymış gibi hissettim. Open Subtitles شعرتُ كأنني جزءٌ من شيء... شيءٌ أكبر مني بكثير
    Hepsi oyunun bir parçasıymış. Open Subtitles إنها جزءٌ من اللعبة
    Büyük bir polis soruşturmasının parçasıymış ve 6 yaşındayken kurtarılmış. Open Subtitles لقد كان جزءاً من عمليةِ بحثٍ وإنقاذٍ كبيرةٍ تابعةٌ للشرطة عندما كان عمرهُ "6" سنوات
    Birbirimize sadece bir et parçasıymış gibi davranmamız. Open Subtitles تعلم، جميعنا نعامل بعضنا كقطعة من اللحم.
    Deniz Seferi Birliği'nin parçasıymış. Open Subtitles وحدته كانت جزء من رحلة الإستطلاع البحرية22
    Kızım Tanrı'nın Askerleri'nin bir parçasıymış! Open Subtitles ! "ابنتي كانت جزءا من "الجنود واحد
    Hissetmeye ihtiyacım var, birşeylerin parçasıymış gibi hissetmeye. Open Subtitles أحتاج أن أشعر أنني جزء من شيء ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more