Şimdiye dek söylediği her şeyin üstünü çizdik. Kanıtlanmış şey bu. İkna edici şeyin de para olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | حتى الآن، كل ما قاله تم تفحصه وأُثبتت شرعيته، وأعتقد أن المال شيء مقنع |
- Her şeyin para olduğunu düşünüyorsun. - Çekil yolumdan! | Open Subtitles | تظن أن المال هو كل شئ إبتعدي عن طريقي |
Dünyayı döndürenin para olduğunu çok erken yaşta öğrendim. | Open Subtitles | ...أدركت منذ سن مبكِّرة أن المال هو ما يُسيِّر العالم |
Domateslerde iyi para olduğunu her zaman söylemişimdir. | Open Subtitles | لطالما قلت أنّ هناك مال جيّد يأتي من الطماطم |
Ekonomistlerin yaptıkları temel hata paranın para olduğunu düşünmeleri. | TED | لذلك فحيث ترتكب الاقتصاديات خطاءً أساسياً هو انهم يعتقدون ان المال هو المال |
İşe yaramazsa, Stan Perkins'dan çaldığın para olduğunu söylersin. | Open Subtitles | إن لم ينجح أخبره أنه المال الذي سرقت من " ستان بوركين " |
Tüketicilerde ay başında daha çok, ay sonuna doğru daha az para olduğunu öğrendiler. Ve paketlerini değiştirmeye başladılar. | TED | لقد وجدوا ان لدى زبائنهم الكثير من المال في بداية الشهر أكثر من نهاية الشهر. ولذا فقد بدأوا تغيير طريقة التغليف |
Sahte para olduğunu kim söyledi? | Open Subtitles | من قال انها اموال مزيفة؟ |
Bildiğiniz gibi, hippi olduğum zamanlar bir iş adamı kahve dükkânıma gelip önemli olan tek şeyin para olduğunu söyledi ve sevgilimi çaldı. | Open Subtitles | "كما تعرفون، في أيّامي الهيبيّة، رجل أعمال أتى لمحل قهوتي، وأخبرني أن المال كلّما هو مهم" "سرق صديقتي، حينها قرّرت أن أكون رائعًا" |
Belki de bir parçan herkesi kurtarmanın yolunun para olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أو ربما جزء من أنت ... هل تعتقد أن المال يمكن أن يكون وسيلة لانقاذ الجميع. |
Bu noktada, politik yönden ciddi bir güçlük söz konusu. İnovatörlerin uzun vadede önünü görebilmelerini, burada gerçekten para olduğunu görmelerini sağlamalıyız. O yüzden, hükûmetlerin Sağlık Etki Fonu'nu fonlaması gerekiyor. Zira, yalnızca hükûmetler uzun vadeler için, öngörülebilir taahhütlerde bulunabilir. | TED | أحد العقبات الهامة جدًا هنا، سياسيا، هو أنه يجب علينا التأكد أن لدينا رؤية على المدى الطويل للمبتكرين، أن يعرف المبتكرون أن المال موجود بالفعل، ولذا نحن بحاجة إلى الحكومات لتمويل صندوق التأثير الصحي، لأن الحكومات فقط هي التي تستطيع القيام التزامات يمكن التنبؤ بها لوقت طويل جدًا. |
Ölmeden evvel Mösyö Gallagher manastırın tamiri için heybesinde para olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قبل أن توافيه المَنية, السيد "غالاغر" قال هناك مال في جعبته لدفع ثمن إصلاح الدَّير. |
- Ben bile zarfın içinde para olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | - لم أكن أعرف حتى أن هناك مال في المظروف |
Seni bir daha görmemeye söz vermem gerektiğini, benimle ilgilenmediğini, bütün derdinin para olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت ان علي ان اعدها الا اقابلك مجددا وانك لست مهتم بي اطلاقا. كل ما اردته هو المال |
Biliyor musun, Finley, değer verdiğin tek şeyin para olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أتعرف، (فينلي) قال أن كل ما تهتم به حقاً هو المال |
Önceleri, para olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنه المال في البداية |
bu alanda fırsat gördüm. Çöpte para olduğunu gördüm. | TED | من رؤية الفرصة في تلك الاسلاك ورؤية المال في القمامة |
O zaman onun dünyadaki bütün para olduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | إعتقدت حينهـا بأنّي أستحوذ على كلّ المال في العالم |
Ben şantaj para olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | اعتقد انها اموال ابتزاز |