| Ben sadece sizin paranızla ilgilenirim. | Open Subtitles | سأركز بدلاً من ذلك على الجوانب الإضافية لتأمين أموالك |
| paranızla şehirden ayrılacak kadar iyiydi. | Open Subtitles | كانت بخير لدرجة أنها غادرت المدينة مع أموالك |
| İşletme yöneticiniz, bütün paranızla birlikte ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | ماذا حدث ? مدير أعمالك اختفى و أخذ كل أموالك معه. |
| Kendinizi mutlu etmek için, paranızla ilginç şeyler yapmak zorunda değilsiniz. | TED | إذن لا تحتاج لفعل أشياء مذهلة بمالك لتصبح سعيدا يمكنك القيام بأشياء صغيرة وعادية و رغم ذلك تجني منافع من وراء ذلك |
| paranızla katkı koyabilirsiniz, kariyeriniz veya siyasi eğilimizle de. | TED | فبإمكانك المساهمة بمالك. أو بمهنتك أو بمشاركتك السياسيّة. |
| Adil ticaretle şeftali alıp "bugünlük yeter," demek ve paranızla suçsuz bir bölge satın almak sorunu çözmez. | TED | ليس الأمر مثل أن تشتري خوخا بسعر مناسب و ينتهي الأمر، أو أن تشتري بأموالك منطقة متاحة للبيع. |
| Kirli paranızla neye yatırım yaptığınız umurumda bile değil. | Open Subtitles | أنا لا أعير إهتمامي لمَ تموّله بأموالك القذره |
| Robotumu satın alıp paranızla bu sporu kontrol etmeye kalkmak yerine... | Open Subtitles | بدلاً من شرائك روبوتي واستخدام أموالك للتحكم في هذه الرياضة... كفى! |
| Sizin paranızla ya da saçmalıklarınızla ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | أنا غير مهتم في أموالك أو القرفك |
| İşletme yöneticiniz, bütün paranızla birlikte ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | مدير أعمالك اختفى وأخذ كل أموالك معه |
| neler olurdu? Yani paranızla antisosyal olmak yerine, biraz daha topluma faydalı olsaydınız? | TED | ماذا لو كنت محبا للمجتمع بمالك ؟ |
| Wall Street bir kumarhane. paranızla kumar oynuyorlar. | Open Subtitles | ول ستريت) هو ناد قمار، يلعبون القمار بمالك) |
| paranızla ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | لست مهتما بمالك |
| - paranızla ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | لست مهتمة بأموالك. |