Aşk en çok parayı verene gidince, güven kalmaz. | Open Subtitles | حينما يكون الحب لمن يدفع السعر الأعلى، لا يمكن أن يكون هناك ثقة |
Alamadığında ise onlara Rohypnol verip kirli çamaşırları kendisi ortaya çıkarıyor, sonra da en çok parayı verene satıyordu. | Open Subtitles | وتحاول استخراجها منهم من خلال الجنس. وإن لم ينفع ذلك، تراقبهم، تحاول اكتشاف ما يخفونه، وتبيع المعلومات لمن يدفع أكثر. |
Reddington sadece en çok parayı verene sadık kalır. | Open Subtitles | انتماء ريدينتون الوحيده يكون لمن يدفع أكثر |
İstemiyor zaten. O bir paralı asker. Hizmetini parayı verene satıyor. | Open Subtitles | لا يريد، إنّما هو مرتزق يبيع خدماته لصاحب العطاء الأعلى. |
Ruhunu ,en çok parayı verene sattın, Max. | Open Subtitles | لقد بعت روحه لصاحب أعلى عطاء يا ماكس |
Yarın akşam bunu en çok parayı verene satmaya hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | وهم يستعدون لبيعها ليلة الغد لمن يدفع أكثر. |
Doktorlar da durumdan faydalanıp organları en yüksek parayı verene satıyor. | Open Subtitles | الأطباء أتخذوا مبدأ الأستفادة من الوضع و قاموا ببيع الأعضاء لمن يدفع أكثر |
En fazla parayı verene satmayı planlıyordu. | Open Subtitles | كان يخطط لاعطائها لمن يدفع سعر اعلى |
Anatoly, Soğuk Savaş bitince, en çok parayı verene çalışan bir tetikçi. | Open Subtitles | قاتل مأجور للإستخبارات الروسية بدا ببيع خدماته لمن يدفع أكثر... بعد نهاية الحرب الباردة. |
En fazla parayı verene çalışıyorlar. | Open Subtitles | جاهزون لكي يصنعوا اي شي لمن يدفع أكثر |
En fazla parayı verene yerini söyleme kararı aldım. | Open Subtitles | وقررت أن أبيع معلوماتي لمن يدفع أكثر |
- Medyaya gider en yüksek parayı verene satarız. | Open Subtitles | - أخبروا وسائل الإعلام ... حقوق حصرية لمن يدفع أكثر. |
- En çok parayı verene. | Open Subtitles | لمن يدفع أكثر. |
- Kendine açık pazar kurmuşsun ve en yüksek parayı verene alkolünü satıyorsun. | Open Subtitles | -أنتَ تُدير بازارً مفتوحاً حيث الكحول لصاحب أعلى سعر |