Jimmy, bir de biraz babanın parfümünden sıksan hiç fena olmazdı. | Open Subtitles | وبالمناسبة يا جيمي لن يضرك إن وضعت بعضاً من عطر والدك |
Gübre bile bu kadının parfümünden daha güzel kokar. | Open Subtitles | حتى السماد رائحته أفضل من عطر تلك المرأة |
Beğenmiyorum dedim çünkü bana farklı bir şey almanızdan endişelendim ve bana sevdiğim kedi parfümünden almadığınız için üzülmenizi istemedim. | Open Subtitles | لأني قلقت أنكما أحضرتما لي شيء مختلف ولم أرغب أن تشعرا بالاستياء من عدم إحضار عطر القطة الذي أحبه |
Kazağında onun parfümünden var. | Open Subtitles | إنّ لديه عطرها بجميع أنحاء قميصه. |
parfümünden olmadığı kesin. | Open Subtitles | و بكل تأكيد لم يكن عطركِ |
Karının parfümünden bir fırt aşırdım. | Open Subtitles | مَسكتُ a عطر صَغير على زوجتِكَ. |
Şey, ben karının parfümünden bir fıs çaldım. | Open Subtitles | لقد اخذت بعضا من عطر زوجتك |
Şeker sokağı kapalı! Onun parfümünden almalısın, dostum. | Open Subtitles | (كاندي كان لين) أُغلقت كان عليكَ جلب عطر لها، يارجل |
Çocuklarımın aldığı kedi parfümünden memnum olmuyorum. | Open Subtitles | لا أُقدر عطر القطة من أولادي |
Hayır, parfümünden. | Open Subtitles | كلا، من رائحة عطركِ |
- Belki de parfümünden etkilenmişlerdir. | Open Subtitles | ربما كان عطركِ (باتسي) |