Adm demin topu park yerine mi gönderdi? | Open Subtitles | هل كان مجرد رمي الكرة في موقف للسيارات سخيف؟ |
Baba maba, park yerine sıcak kahve döküldü. | Open Subtitles | " أبي ، ازعاج ، سكب القهوة الساخنة في موقف للسيارات " |
Oraya varınca, terminalin önündeki park yerine gitmeni istiyorum. | Open Subtitles | عندما تصلين إلى هناك، أريدكِ أن تذهبي إلة موقف السيارات أمام المدخل |
Evet, evet. Tabi, tabi, tabi. Arabamı yeni park yerine bırakmalıyım. | Open Subtitles | نعم, بالتأكيد, عليّ أن أُخرج سيارتي من مواقف السيارات الجديدة |
Yan binanın park yerine gitmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | إضطررت أن أذهب لموقف السيارات للمبنى المجاور |
Sonra parayı kredi kartımdan çekti... ve bize park yerine kadar eşlik etti. | Open Subtitles | ثمّ شَحنَ بطاقتَي ورافقَنا خارج إلى مكانِ الوقوف. |
park yerine bakıp polis arabalarını görünce paniğe kapıldım. | Open Subtitles | وبعدها شعرت بالفزع حينما نظرت للمواقف ورأيت كلّ سيارات الشرطة الموجودة بالخارج |
Size uzun süreli park yerine gitmeyelim demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك أنه لم يكن علينا الذهب إلى المواقف طويلة الأمد |
park yerine çıktım. | Open Subtitles | خرجت إلى الموقف |
Baba maba, park yerine sıcak kahve döküldü. Ev. | Open Subtitles | " أبي ، ازعاج ، سكب القهوة الساخنة في موقف للسيارات " |
Pearl City'deki bir park yerine bırakılmış. | Open Subtitles | مهجورة في موقف للسيارات في" بيرلسيتي" |
Bunu yaparsınız efendim ve ben siz park yerine ulaşmadan sizi tutuklatmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | قم بهذا يا سيدي و سوف يتم إعتقالك قبل أن تصل إلى موقف السيارات |
Çocuklar bugün park yerinde çalışma yapıyor. Aşağıdaki park yerine bırakman gerek. | Open Subtitles | الرفاق يعملون على إصلاح موقف السيارات اليوم يجب أن تُوقِف سيّارتكَ تحت الأرض |
Müsterini park yerine kadar takip etti, ve ondan bir randevu kopardi. | Open Subtitles | هي تعقبت زبونك الى موقف السيارات وعقدت موعد كي تقابله |
Öğretmenlerin park yerine neden park ettin ki? | Open Subtitles | لماذا تركن سيارتك في مواقف موظفوا المدرسة؟ |
Beş parasızım park yerine yanaşmış bir teknede yaşıyorum ama bu beni hayal kurmaktan vazgeçirmiyor ki. | Open Subtitles | وأعلم أنني مفلس وأنني أعيش بقارب في ساحة مواقف لكن سأُفضل أن يكون لدي حلم بعيد |
Annemin gazino park yerine para vermemek için beni Amerika'nın yerlisi ilan ettirdiği avukatı tutmuştum. | Open Subtitles | استعملت محامي والدتي لأُعلن أني أمريكية الأصل كل لا تدفع رسوم مواقف الملهى |
Harika. park yerine gidip ona söyleyebilir misin? | Open Subtitles | عظيم، هلا خرجت لموقف السيارات وأخبرته؟ |
Tepeden aşağı bütün yolu geri döndün ve park yerine geri girdin. | Open Subtitles | - بحقك ! أنتِ ترتدين طوال الطريق أسفل التل وفي طريق العودة لموقف السيارات |
park yerine doğru gidiyor. Belki yetişirsiniz. | Open Subtitles | فلتركض لموقف السيارات ربما تلحق به |
park yerine ihtiyacımız olmayacak. Çünkü ilk yılın kirasını karşılayabilmek için arabayı satıyoruz. | Open Subtitles | لا نحتاج للمواقف , نحن سنبيع السياره لنغطي دفعة سنة من الإيجار |
Haydi, yoksa park yerine dönüp bütün hafta sonunu arabada kilitli geçiririz. | Open Subtitles | هيّا بنا، أو سنعود إلى المواقف ونقصي عطلة الأسبوع في السيارة |