Sonra ortaya elektronik aksamla çalışan her şeyi bozan parlak bir ışık çıktı. | Open Subtitles | و عندها كان هناك ضوء ساطع و اللذي أوقف جميع الإلكترونيات عن العمل |
Depoda gelen aynanın paketini açıyordum sonra... parlak bir ışık. | Open Subtitles | كنت في المخزن أفتح غطاء المرآة و بعد ذلك ومضة ضوء ساطع |
Bir gözümde parlak bir ışık var. Şimdi diğerinde. | Open Subtitles | أرى ضوء ساطع في العين الأولى والأن في الأخرى |
Ölümümden sonra, beyaz bir odada uyandım. parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | بعد موتي, إستيقظت في حجرة بيضاء كان هناك ضوء لامع |
Sonra bir gece, parlak bir ışık tarafından ziyaret edildim. | Open Subtitles | وفى أحد الليالى زارنى ضوء لامع |
Ama yine de bu çocuklar için parlak bir ışık vardı o da bendim, Dr. D. | Open Subtitles | التي أصبتم فيها طوال اليوم.. "كان هنالك ضوء لامع واحد للأطفال رغم ذلك" |
Diğer insanlar sadece parlak bir ışık görür. | Open Subtitles | في هذا الضوء و آخرون .يرون ضوء ساطع فقط |
Yaralı yüzlü bir adam sonra parlak bir ışık. | Open Subtitles | كان رجلًا مع ندوبٍ في الوجه و ضوء ساطع |
Ve hayat parlak bir ışık. Ya da ışığın bir parçası, öyle mi? | Open Subtitles | والحياة عبارة عن ضوء ساطع أو شعاع ضوء؟ |
Ve hayat parlak bir ışık. Ya da ışığın bir parçası, öyle mi? | Open Subtitles | والحياة عبارة عن ضوء ساطع أو شعاع ضوء؟ |
Şehrimizin üstünde parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | ثم , ضوء ساطع ... كالنجم .غطى المدينه |
- Etrafına bak. Bir y erlerde parlak bir ışık olmalı. | Open Subtitles | انظرى حولك هناك ضوء ساطع خلفك |
parlak bir ışık vardı. | Open Subtitles | . ضوء ساطع مثل الإنفجار |
Muhafızlar, doğal olmayan parlak bir ışık gördüklerini rapor etti. | Open Subtitles | أبلغُ الحرّاسُ عن رُؤية ضوء لامع جداً |
Etrafında çember olan parlak bir ışık. | Open Subtitles | . ضوء لامع وحلقة حوله |
parlak bir ışık gördüm bir de Dr. Stark'ı. | Open Subtitles | رأيت ضوء لامع والدّكتور ستارك |
Karanlıkta parlak bir ışık var. | Open Subtitles | ضوء لامع في الظلام |
parlak bir ışık. | Open Subtitles | أي ضوء لامع. |
parlak bir ışık var. | Open Subtitles | هذا ضوء لامع |