Bana inanmıyorsanız bahçenizdeki ateşböceğinin parlaklığını uzaktaki bir uçağın navigasyon ışıklarıyla karşılaştırın. | TED | الآن، إذا لم تصدقوني، فكروا في مقارنة سطوع اليراعة في فنائكم الخلفي بالإشارات الضوئية الملاحية من طائرة بعيدة. |
Bir gamma-ışını patlamasının ne kadar parlak olduğuna dair bir fikir edinmek için güneşimizin parlaklığını bu nispeten sönük led lambasının temsil ettiğini düşünelim. | Open Subtitles | لقد شاهدتم كيف أن ضوء إنفجار أشعة جاما شيء لا يصدق ويمكننا تمثيل سطوع شمسنا بهذه الإضائه الخافتة نسبيا |
Atımlı değişken yıldızların parlaklığını ele aldığımız zaman Hubble Sabiti'ndeki olası açıklamalardan bazılarında tutarsızlıklar olduğunu görürüz. | Open Subtitles | عندما يتعلق الأمر بشدة سطوع النجوم النابضة فإننا نبدأ بمشاهدة بعض التفسيرات لبعض التناقضات |
Bu tek alanda, 150 binden fazla yıldızın parlaklığını 4 yıl boyunca sürekli, her 30 dakikada bir, veri noktası alarak izledi. | TED | وفي هذا المجال، تم رصد لمعان أكثر من 150,000 نجم بشكل مستمر على مدى أربع سنوات، مع أخذ وحدة نقطة بيانات كل 30 دقيقة. |
Çıplak gözle Güneş'e bakabilmek için önce parlaklığını %98 oranında azaltmamız gerek. | Open Subtitles | لكي تكون قادر على إلقاء نظرة على الشمس بالعين البشرية، نحن بحاجة لخفض %لمعانها بنسبة 98 |
o süslemelerden bazıları, parlaklığını kaybetmiş olabilir. | Open Subtitles | حسناً، ربما تلك الأضواء فقدت بريقها |
Görünen bir yıldızın parlaklığını kullanarak Dünya'dan uzaklığını ölçmek istiyorsanız yıldızın aslında ne kadar parlak olduğunu bilmeniz gerek. | Open Subtitles | إذا اردت إسْتِعْمال سطوع النجم كما يرى من سطح الأرض لقياس مسافته، عندئذ عليك أن تعرف كم هو مضيء هذا النجم في الواقع. |
Işığın parlaklığını arttırsam bile altın varaklar etkilenmiyor. | Open Subtitles | حتى لو قمت بزيادة سطوع الضوء، ما زالت أوراق الذهب لم تتأثر. |
Bu da yıldızların parlaklığını ölçmeyi kapsayan bir yöntem. | Open Subtitles | وانه يستلزم قياس سطوع النجوم أنفسهم. |
Gökyüzünden seçtiğimiz belirli bir bölgede bulunan 20 milyon yıldızın parlaklığını tam 8 yıl boyunca aralıksız gözlemledik. | Open Subtitles | ثمان سنوات ونحن ننظر إلى نفس الرقعة فى السماء ونراقب درجة لمعان أكثر من عشرين مليون نجم |
Madem itiraf ediyoruz, kıçının parlaklığını o kadar kıskandım ki bazı geceler zımparalıyordum. | Open Subtitles | و لأكون صادقاً, أنا أغار من شدة لمعان مؤخرتك و أحياناً في الليل اصقلها بإستخدام ورق الصقل |
Saat mekanizması parlaklığını kaybediyor. | Open Subtitles | الساعة تفقد لمعانها |
Tırnaklarım parlaklığını kaybedebilir | Open Subtitles | ربما تفقد أظافري بريقها |