"parlayacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • يلمع
        
    • تلمع
        
    • تضيء
        
    • تضيئ
        
    • سيتلالا
        
    • ستضئ
        
    Tornado'ya binip rüzgar gibi uçacak. Kılıcı gün ışığında parlayacak. Open Subtitles على حصانه تورنادو، يركب مثل الريح سيفه يلمع فى الشمس
    Devriyeye giden adamlar gürültü çıkaracak, parlayacak bir şey yok. Open Subtitles يا رجال انتم ذاهبون في دوريه لا يجب ان تحدث اغراضكم صوتا او يلمع اي منها و لا تاخذوا خوذات
    Hepimize taçlar, ünvanlar ve güneş gibi parlayacak kıyafetler verilecek. Daha fazla gözyaşı olmayacak. Open Subtitles وأكاليل مجد وملابس تلمع كالشمس وسوف لن يكون هناك دموع فيما بعد لأن صاحب المكان سيمسح كل واحدة منها
    Ve kız bunu yaptığında, yeni bir stajyer olarak parlayacak. Open Subtitles وعندما تفعل ذلك سوف تلمع كأفضل متدربه
    Yeni XS Rush sayı tabelası, bağımsızlık günü kutlamaları gibi parlayacak. Open Subtitles لوحة "اكس اس رش" للنتائج تضيء بعدها مثل الرابع من جولاي.
    Ampul gibi parlayacak. Open Subtitles سوف تضيئ مثل اللمبة الكهربائية
    Hemoglobinini içmek suç olsa da aşkımız sonsuza dek parlayacak. Open Subtitles ان شرب هيوجلوبك قد يكون جريمة لكن حبنا سيتلالا فى كل الاوقات
    Gücümüz tüm dünyada, tüm evrende parlayacak! Open Subtitles قوتنا وسعت الأرض، والآن ستضئ النجوم
    Sen Dunbar Group'ta parlayacak hayır, büyüyecek biri olabilirdin ama belki de hata yaptım. Open Subtitles شيىء جعلنى اقول " انت الرجل المناسب " يمكنك ان تكون الرجل الذى يلمع
    ♪ Senin için parlayacak yıldızlar biz ölene kadar Open Subtitles ♪ النجوم سوف يلمع لك وأنا حتى نموت
    Görünce gözleri parlayacak. Open Subtitles سيرضون بأي شئ يلمع
    - Karanlıkta parlayacak ama. Open Subtitles انه سوف يلمع فى الظلام الان!
    Cilalanırsa parlayacak işlenmemiş bir elmas. Open Subtitles جوهرة خشنة و التي سنصقلها و سوف تلمع
    "sadece ve sadece güneş, parlayacak olsa, Open Subtitles "طالما الشمس تلمع
    Eğer herhangi birinizi üzersem, örneğin, aile ya da bir arkadasizdan biri ölmeden önce bunlardan birini en son gördüğünüz zamanı hatırlatırsam beyninizin bu alanı parlayacak. TED إن جعلت أحدكم حزين، مثلاً، أجعلكم تتذكرون آخر مرة رأيتم بها والدكم أو والدتكم قبل أن يتوفوا أو صديق قبل أن يتوفى هذه المنطقة في الدماغ تضيء
    Nefeslerimizde, ve her şey parlayacak. Open Subtitles "و أشعتها في أنفاسنا" "تضيء عندما نتكلَّم"
    Ampul gibi parlayacak. Open Subtitles سوف تضيئ مثل اللمبة الكهربائية
    Aşkımız daima parlayacak. Open Subtitles سيتلالا حبنا فى كل الاوقات
    Gücümüz tüm dünyada, tüm evrende parlayacak! Open Subtitles قوتنا وسعت الأرض، والآن ستضئ النجوم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more