O parmaklıklar ardındayken ülke çok daha iyi bir yer olur. | Open Subtitles | سيكون البلد أفضل بكثير إن كان خلف القضبان. |
Sen parmaklıklar ardındayken sevgilinin işlerini yürüttüğünü. | Open Subtitles | يُثبت أنك أقنعت خليلتك بإدارة عملياتك بينما كُنت تتواجد خلف القضبان |
Ama, sen parmaklıklar ardındayken, o, savaşı çatı katının rahatlığında sürdürüyor. | Open Subtitles | ما عدا أنها تشن الحرب براحة من سقيفتها بينما أنت جالسة خلف القضبان اسمع, ليس عليك أن تقلق بشأني enjoy prom with nate, |
Ben demir parmaklıklar ardındayken... | Open Subtitles | عندما كنت خلف القضبان |
Hem Gabe parmaklıklar ardındayken kimseyi yedirip içiremez. | Open Subtitles | بالاضافة الى أن(جيب)لن يواعد أو يحتسي النبيذ مع أحد عندما يكون خلف القضبان |