Sen bir güvenlik görevlisini dövdükten ve parmaklarınla ateş etmeye başladıktan sonra. | Open Subtitles | فقط بعد أن ضربت عون حراسة وبدأت إطلاق النار على الناس بأصابعك |
Masaya davetliyiz. Umarım parmaklarınla yiyebilirsin. | Open Subtitles | نحن مدعوون الى الطاوله أتمنى أن تستطيع الأكل بأصابعك |
Fıstık ezmemi, iğrenç parmaklarınla mı yiyorsun sen? | Open Subtitles | هل تأكل زبدتي من العلبة بأصابعك المقرفة؟ |
parmaklarınla saçlarını süzmeye çalış. | Open Subtitles | حاول تشغيل أصابعك من خلال الشعر الخاص بك. |
Otobüsdeyken, parmaklarınla kulaklarını tıka yoksa güzel bir sesin peşine takılır, kaybolursun. | Open Subtitles | على متن الحافلة، ضع أصابعك في أذنيك أو سوف تتبع صوت جميلة وتضيع |
Sırf kafamı kıstırdığından da söylemiyorum. parmaklarınla dirseğini tutup sıkarsan daha iyi bastırırsın. | Open Subtitles | أوقف رسغك وأبعد أصابعك وسيبقى نفوذك كبيراً - استمع إليه فهو الرجل - |
Elindeki parmaklara sonra geleceğim önce ayak parmaklarınla başlayalım. | Open Subtitles | سأصل لأصابع اليد لاحقاً. لكن لنبدأ بأصابع القدم. |
parmaklarınla saymak yok. | Open Subtitles | بدون العد بأصابعكِ |
O zaman göz kırpsaydın ya da parmaklarınla bir şeyler yapsaydın! | Open Subtitles | لكان عليكَ أن تلوح أو تؤشر لي بأصابعك أو شيء من هذا القبيل |
Senden onlara uzanıp parmaklarınla yapraklarına dokunmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تمدي يدك وتلمسي البتلات والأوراق بأصابعك |
Sonra parmaklarınla birbirine karmalısın, su serperek yoğurmalısın, yoksa glutenler ayrışmaz. | Open Subtitles | ثم تفتتينها سوية بأصابعك أضيفي القليل من الماء وإلاّ فإن الغلوتين لن يتماسك |
Uyluğuna baskı uygula ve parmaklarınla damarı bul. | Open Subtitles | اضغط على الفخذ وتحسس بأصابعك ستجد الشريان |
Belki sen ona parmaklarınla ulaşabilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكن أن تصل إليها بأصابعك. |
parmaklarınla değil, tatlım. Başka ne istiyorsun? | Open Subtitles | ليس بأصابعك يا عزيزتي ماذا تريدين أيضا؟ |
O zevk bana ait, parmaklarınla ilgili iyi şeyler duydum. | Open Subtitles | السرور كلّه لي. الحقيقه، سمعت أشياء جيدة حول أصابعك |
O zevk bana ait, parmaklarınla ilgili iyi şeyler duydum. | Open Subtitles | السرور كلّه لي. الحقيقه، سمعت أشياء جيدة حول أصابعك |
Doğruyu söylemek gerekirse, bir atı bile parmaklarınla orgazma ulaştırabileceğini söyleyip duruyor. | Open Subtitles | قالت أنه يمكنك أن تجعل الحصان يحصل على النشوة باستعمال أصابعك |
Küçük parmaklarınla paketin arkasını yırttığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أصابعك الصغيرة تفتح لفة الورق مع هذا. |
Dışarılarda parmaklarınla tehlikeli işler yaptığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك تقوم بأعمال خطيرة بأطراف أصابعك |
Hemen şimdi. Hiç "işaret parmaklarınla" piano çaldın mı? | Open Subtitles | الآن , هل سبق ولعبت بأصابع الطعام على البيانو ؟ |
parmaklarınla yüzümü boya. | Open Subtitles | أرسمي وجهي بأصابعكِ. |
parmaklarınla açabilirsen. | Open Subtitles | لو استطعت فتحها بأصبعك |