"partiküller" - Translation from Turkish to Arabic

    • الجزيئات
        
    • جسيمات
        
    • الجسيمات
        
    Sadece protonu düşünün ufak partiküllerin bir araya gelmiş hali -- bir küme ufak partiküller." TED فقط فكروا في البروتون وكأنه تجمع للجزيئات الصغيرة وكأنه سرب من الجزيئات الصغيرة
    İşte, burada lazer ile aydınlattığımız küçük partiküller ile sivrisineğin kanatları etrafındaki hava akımını göstermeye çalışıyoruz.. TED هنا, نحن نحاول أن نظهر تيار الهواء في صورة مرئية حول أجنحة الناموسة عن طريق إضاءة الجزيئات الصغيرة بواسطة الليزر.
    partiküller Donna'da aktif hale geldi ve uzay gemime çekildi. Open Subtitles فقد نشطت الجزيئات بداخل دونا وجذبتها إلى سفينتي الفضائية
    Aynı zamanda Cassini birkaç ay önce bir dumanın içinden geçti ve ölçümlerine silikat partiküller takıldı. TED حلقّ مسبار كاسيني قبل بضعة أشهر فقط خلال أعمدة الدخان، وقاس جسيمات السيليكات.
    Gerçekten, sülfür indirgeyen bakteriler sentezlerinin bir parçası olarak suya bir yan ürün olarak nano partiküller yayarlar. TED في الواقع، فالبكتيريا مختزلة الكبريت، و كجزء من تجميعها، ستصدر ، كمنتج ثانوي، جسيمات نانونية في الماء.
    Ve o partiküller su partikülleriyken bizim bulutumuz piksellerden oluşan bir buluttur. TED وهذه الجسيمات هي الماء بينما سحابتنا هي سحابة من بكسلات.
    Bunlar hücrenin kapılarını negatif yüklü partiküller içeri geçebilsinler diye açık tutuyorlar. TED يبقون البوابة مفتوحة يدعون الجسيمات المشحونة سلبياً تتدفق إلى داخل الخلية.
    boşluk aslında geçici partiküller ve manyetik alanlarla doludur. Open Subtitles عادة تجمع الجزيئات العابرة مع الحقول الكهرومغناطيسية
    Geri sıçramada bulduğumuz partiküller gerçekten de pekan. Open Subtitles الجزيئات التي وجدتها في الإنفجار الإرتدادي هم حقاً للجوز
    partiküller yayılamayacak. Teorik olarak. Open Subtitles لن تكون الجزيئات قادرة على الإنتشار، نظرياً.
    Bu sen değilsin. partiküller beyin kimyanı etkiliyor. Open Subtitles إنك لست على سجيتك، إنها الجزيئات هي من تتلاعب بدماغك.
    Anne sütünde, 1930'larda çoktan bulunmuş insan sütü oligosakkaritleri denen partiküller vardı ancak işlevleri, ilk keşfinden bu yana onlarca yıl gizemini korudu. TED توجد هذه الجزيئات في حليب الأم التي وجدت في 1930 تدعى سكاكرالحليب الأحادية البشرية، لكن وظيفتها المتبقية معجزة لعدة عقود وعقود بعد اكتشافها الأولي.
    Sendeki partiküller aktif hale gelir, bu partiküller mıknatıslanır ve hop! Open Subtitles وعندما نشطت الجزيئات الموجودة بداخلكِ انجذبتإلىالجزيئاتالموجودةبالتارديس!
    - Sürüklenirken açık yara yerden partiküller toplamış olmalı. Open Subtitles قطع الرأس كان سيجمع جسيمات على طول الطريق
    Doktor, her taraftan kızarmış partiküller alıyorum. Open Subtitles دكتور انا ألتقط جسيمات حرارية في كافة أنحاء المكان
    Teşhis etmeye çalıştığım organik partiküller de var. Open Subtitles هناك أيضاً جسيمات عضوية أحاول تحديد ماهيتها الآن.
    Boynuz kalıntısında ince çizgiler, kenarında altın ve gümüş partiküller buldum. Open Subtitles ظهرت بعض الحزوز، إضافة إلى بضع جسيمات فضية وذهبية على حافة واحدة من قطعة الناب.
    - Hâlâ orada. Maktulün kimliğini teşhis ettirecek tırnak gibi partiküller arıyor. Open Subtitles مازال هناك للبحث عن أظافر وأيّ جسيمات أخرى ستخبرنا بمن تكون هذه الضحية.
    Silahtan gelen partiküller yarada ve gömlekte olacaktır. Open Subtitles إذاً ستكون أيّ جسيمات من السلاح على القميص إضافة إلى الجروح.
    Çatlaktaki partiküller cinayet silahını belirlememizde yardımcı olabilir. Open Subtitles و الجسيمات في الشق لربما ستساعدنا لنُحدد سلاح الجريمة
    Haklısın, kaburgaların arkasındaki derin yaraların içine gömülü birkaç partiküller buldum. Open Subtitles حسناً, لقد وجدت هذه الجسيمات مطمورة في هذا الجرح المكشوط في الأضلاع
    Bak şimdi kırmızı, gri ve beyaz partiküller oldukça kurak ve tuzlu olduğunu gösteriyor. Open Subtitles صحيح، حسناً، إذاً تشير الجسيمات الحمراء، الرمادية والبيضاء إلى بيئة قاحلة ومالحة جدّاً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more