Yıldızlar bu sistemlerde patlıyor, kara delikler merkezlerinde büyüyorlar ve muazzam miktarlarda enerji yayıyorlar. | TED | النُّجوم تنفجر في هذه الأنظمة، الثُقوب السوداء تنمو في مُنتصفِها وتطلق كمًا هائلًا من الطَّاقة. |
Yıldızlar her zaman patlıyor, 1987'de kozmik arka bahçemizde patlayan gibi. | TED | النجوم تنفجر طوال الوقت، مثلما انفجر هذا النجم عام 1987 في الفناء الخلفي الكوني لمجرتنا. |
Görünmüyor ama atış yaptığımız her cephane onlara zarar verecek kadar yakınlaşamadan patlıyor. | Open Subtitles | كل ما يطلقونه عليه ينفجر مرتداً بدون ان يحدث فيه أي اصابة فعلية |
Görünmüyor ama atış yaptığımız her cephane onlara zarar verecek kadar yakınlaşamadan patlıyor. | Open Subtitles | كل ما يطلقونه عليه ينفجر مرتداً بدون ان يحدث فيه أي اصابة فعلية |
Kafaları patlıyor." Bir tartışmaya girmenin sebebi rakibinizi nakavt edecek kadar güçlü olmasıdır. | TED | رؤوسهم ستنفجر. الفكرة هو أنك تحصل على جدال هذا قوي بأنه سيقرع خصمنا |
Ayrıca önceden eğitilirlerse bize biraz daha pahalıya patlıyor. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنها تكلف أكثر إن أردنا أن ندربها |
Her yerde savaş var, kahvecilerde ve okullarda bombalar patlıyor. | Open Subtitles | لديكم حرب في كل إتجاه قنابل تتفجر في المقاهي والمدارس |
Kesinlikle, biz içeride imajımızı değiştirmek için elimizden geleni yapıyoruz, ve o patlıyor. | TED | يبدو لنا، من الداخل ، اننا نبذل قصارى جهدنا لتغيير صورتنا المتعاظمة، و التي تنفجر. |
Şehrin altında su boruları patlıyor. Ne karışıklık ama. | Open Subtitles | عندما تنفجر مواسير المياه فى المدينة وتعم الفوضى فى المكان |
Ne zaman politikacılarımızdan birinin başı derde girse... bir bomba patlıyor. | Open Subtitles | كلما وقع أحد رجال السياسة في مشكلة تنفجر قنبلة |
Ne zaman politikacılarımızdan birinin başı derde girse bir bomba patlıyor. | Open Subtitles | كلما وقع أحد رجال السياسة في مشكلة تنفجر قنبلة |
Arabadan çok uzağa gidersek patlıyor. | Open Subtitles | التى تنفجر إذا إبتعدنا كثيراً عن السياره |
Onlar patlıyor. Eğer patlamasalardı, siz ikiniz oynayamazdınız. | Open Subtitles | بلى , سوف تنفجر , إذا لم يفعلوا , ما كنت لترَ الاثنان اللذان يلعبان معك هناك |
5. Helyum tankı tıngırdadıktan ve gravitometre döndükten kısa bir süre sonra kontak patlıyor ve oksijen seviyesi tükeniyor. | TED | 5. بعد وقتٍ قصير من اهتزاز خزان الهيليوم ودوران مقياس الجاذبية، ينفجر المحرك ومستويات الأوكسجين تتدهور. |
Attıkları şey bu. Yere dokununca patlıyor. | Open Subtitles | هذا ما ألقوه إنه ينفجر عندما يرتطم بالأرض |
Annemle beraberim ve bir anda göğsü patlıyor. | Open Subtitles | كنت مع والدتي وفجأةً , ينفجر صدرها ارتطمت بالأرض |
Fakat bomba 3 km yukarıda patlıyor. | Open Subtitles | لكنّ القنبلة ستنفجر على ارتفاع 3000 متر |
Onunla ringe çıkmak beş milyon dolara patlıyor. | Open Subtitles | تكلف 5 ملايين دولار لتخوض في قتال معه على الحلبة |
Çünkü ne zaman birlikte olsak sokak lambaları patlıyor. | Open Subtitles | لانه احياناً عندما نكون معاً مصابيح الشوارع تتفجر |
Bu adam benim sağlık planıma günde 5.000 dolara patlıyor. | Open Subtitles | هذا الرجل يكلف تأمين الصحة 5 ألاف دولار في اليوم |
Buradaki adam patlıyor. Sanki bir bomba gibi. | Open Subtitles | يبدو كأنه سينفجر كأنه قنبلة |
Hayatınıza giren dolandırıcı paranızı aldıktan sonra eviniz mi patlıyor? | Open Subtitles | شخص اقتحم حياتها مباشرة قبل فقدانك للمال ومنزلك انفجر ؟ |
Yanmak yerine muazzam şekilde patlıyor. | Open Subtitles | - بدلا من أن تنطفىء - انها تتفجّر لأكبر مع الوقت |
Bir nedenden dolayı patlıyor ve bunları görmeye başlıyorsunuz. | TED | ولسبب ما انفجرت وبدأت تتلقى هذه الأشياء |