| Ve çevremizden kaynakları çekip çıkarması için özel olarak yaptığımız araçların bir nevi suratımızda patladığını izledik. | TED | وقد كنا نتفرج بينما الأدوات المميزة التي صنعناها لإستخراج المصادر من بيئتنا تنفجر ببساطة أمامنا. |
| Olduğunu gördüm. Uçağın patladığını gördüm. | Open Subtitles | لقد شاهدتها تحدث لقد شاهدت الطائرة تنفجر |
| Namlunun 3 no'lu hedefe nişan aldığını fakat 4 nolu hedefin patladığını görmediniz mi? | Open Subtitles | الم تري ان المدفع كان مصوبا نحو الهدف 3 ولكن الهدف 4 انفجر نعم.. |
| Laboratuvarın tam olarak neden 11'de patladığını hiç merak ettiniz mi? | Open Subtitles | لماذا انفجر المعمل فى الحادية عشر بالتحديد ؟ |
| Gemilerin patladığını ve çılgın bir teröristin etrafta dolandığını biliyorum. | Open Subtitles | إسمع. أعرف، مع إنفجار السفن و وجود إرهابي مجنون طليق، |
| Ama eminim ki bir buçuk saat önce LA yakınlarında bir uçağın patladığını biliyorsunuz. | Open Subtitles | كما اننى متأكد مثلك تماماً ان هناك طائره انفجرت خارج لوس انجيلوس منذ ساعه و نصف |
| Tam çıkarken gaz borusunun patladığını? Üç kişinin öldüğünü? | Open Subtitles | و أن مصدر الغاز إنفجر أثناء خروجنا و أن ثلاثة قد ماتوا |
| Teçhizatın neden patladığını buldular mı? | Open Subtitles | هل إكتشفوا لماذا إنفجرت سيارة الإسعاف ؟ |
| Arabanın patladığını gördüm. Bir şey kalmamıştı! Hey. | Open Subtitles | لقد شاهدت السياره تنفجر و لم يتبقى منها شىء |
| Süpernova, örneğin: Süpernovada neden çok büyük yıldızların patladığını bilmek istiyorum. | TED | لذلك ال supernova على سبيل المثال: أحب أن أعرف لماذا تنفجر النجوم الهائلة في ال supernovae. |
| Tankın patladığını gördüğümde, yaram da iyileşir. | Open Subtitles | جراحي سوف تشفى حين أرى الدبابة تنفجر |
| Evet, öyleydi, efendim. O şeyin patladığını gördük. | Open Subtitles | نعم سيدى لقد مات لقد رايناها تنفجر |
| Büyük Patlama teorisinin klasik hali bize, neyin patladığını, patlamadan önce neler olduğunu veya patlamanın nedenini söylemez. | Open Subtitles | الصيفة التقليدية لنظرية الإنفجار الكبير حقاً لاتقول شىء حول الذى انفجر, ماذا حدث قبل أن ينفجر, |
| Hey, sana dün gece bir şeyin patladığını duyduğumu söylemiştim. Ama bana inanmadın. | Open Subtitles | قلت لكم كل ما سمعت شيء ما انفجر ليلة أمس |
| Ani voltaj yükselmesi. Bu lambanın neden patladığını açıklıyor. | Open Subtitles | إنه حاد , لذا قد يكون هذا سبب إنفجار المصباح |
| Ama bence bunların hiçbiri jetin neden patladığını açıklığa kavuşturmuyor. | Open Subtitles | ولكنّي لا أظن أن أيًا من ما سبق قد يُفسر سبب إنفجار الطائرة |
| Su pompasının patladığını söylediler. | Open Subtitles | الرجال في مرأب الحجز قالوا ان مضخة الماء انفجرت |
| Kim gelirse gelsin, uçağın neden patladığını bildiğine eminim. | Open Subtitles | ،أيا كان من سيظهر أراهن أنهم يعرفون لمَ انفجرت تلك الطائرة |
| Kalbinin göğsünde bir balon gibi patladığını söylediler. | Open Subtitles | يقولون أن قلبه إنفجر داخل صدره كبالون ماء. |
| Bombanın... erken patladığını... | Open Subtitles | أنّ القنبلة... قد إنفجرت بوقتٍ مُبكّر. |
| Nakliye asansörünün yakınına kadar gitmiştim ve onun daha yeni patladığını görebiliyordum. | Open Subtitles | نظرت إلى مصعد الشحن ووجدت أنه قد تم تفجيره |
| - Bombaların patladığını! | Open Subtitles | ! قنابل تنفجِر ! |