Beynimin sol yarısındaki bir kan damarı patlamıştı. | TED | إذ انفجر وعاء دموي في النصف الأيسر من مخي |
Üstelik sıradan bir yıldız değildi, bu bir pulsardı ve bu yıldız kalıntısı geçmişte patlamıştı. | TED | ولم يكن مجرد أي نجم، لكنه نجم نابض متغير لمعانه، وهذا هو بقية النجم الذي انفجر في السابق. |
Dünya gazete başlıklarında Atom Bombası yine patlamıştı. | Open Subtitles | فيلم إخباري أمريكي انفجرت القنبلة الذرية مجددًا في عناوين العالم الرئيسية |
patlamıştı. Kendini kaybettiğini gördüm. Sanki kafasında şalterler atmış gibiydi. | Open Subtitles | لقد إنفجر غضبًا فجأة،لقد رأيته,لقد كان مثل زرًا قد غيره. |
Bana göre radikal eylemcinin bombası çok erken patlamıştı sokağa sadece kendi kanını dökmüştü. | Open Subtitles | كان جليّـاً لي أن قنبلة المُتطرّف قد إنفجرت قبل وضعها... تاركة الطريق مُضرّجاً بدماؤه. |
- Kat'in arabasını buldum, lastiği patlamıştı. - Lenny, arabaya bin. | Open Subtitles | وجدت سيارة (كات) مع إطار مثقوب - يا (ليني)، اركب للسيارة - |
Aparmandaki tuvaletimiz, patlamıştı falan... alt komşumuza akıyordu. | Open Subtitles | حيث انفجر نوعا ما احد الحمامات في الشقة وغمرت المياه جارتنا في الطابق السفلي |
İki yıl kadar önce lastiğim patlamıştı orta bariyerin üzerinden takla atıp ters şeride geçmiş ve karşı şeritten gelen bir araçla kafa kafaya çarpışmıştım. | Open Subtitles | منذ أكثر من عامين، انفجر إطار سيارتي، و انزلقت في وسط الشارع المزدحم و صدمتني حافلة كبيرة. |
İki yıl kadar önce lastiğim patlamıştı orta bariyerin üzerinden takla atıp ters şeride geçmiş ve karşı şeritten gelen bir araçla kafa kafaya çarpışmıştım. | Open Subtitles | منذ أكثر من عامين، انفجر إطار سيارتي، و انزلقت في وسط الشارع المزدحم و صدمتني حافلة كبيرة. |
Üzerinde çalıştığım dengeleyici patlamıştı. | Open Subtitles | فقدتها عندما انفجر مثبت جاذبية كنت أعمل عليه |
Kafası sanki içindeki günahların baskısından dolayı patlamıştı. | Open Subtitles | انفجرت رأسه كما لو كانت معتصرة بالذنب داخلها |
8 yaşındayken bir kamp gezisinde patlamıştı. | Open Subtitles | لقد انفجرت اثناء رحلة للتخييم في اوزاركس عندما كنت في الثامنة |
Son kez havaalanına giderken kızın birinin midesindeki topak patlamıştı. | Open Subtitles | المره الاخيره فى الطريق الى المطار عبوه انفجرت فى معده احد الفتيات |
Bilakis, Sibirya'nın donmuş zemininin 8 km üstünde patlamıştı. | Open Subtitles | وبدلا من ذلك فقد إنفجر فوق سطح سيبيريا المتجمد بمسافة 5 ميل |
Evet ama senin tercih hakkın yok. Penisin Vietnam'da patlamıştı değil mi? | Open Subtitles | ولكن ليس لديك خيار , إنفجر قضيبك بفيتنام صحيح ؟ |
O kimya deposu tam da biz oraya vardığımızda patlamıştı ya? | Open Subtitles | مستودع الكيماويات ذاك إنفجر بمجرد وصولنا |
İlk parti patlamıştı. | Open Subtitles | الوصفة الأولى إنفجرت |
O da patlamıştı maalesef. | Open Subtitles | للأسف إنفجرت كذلك |
- Apandisi patlamıştı. | Open Subtitles | عندما إنفجرت زائدتها الدودية |
Lastiğimiz patlamıştı. Lou ve Turk tamir etmişti. | Open Subtitles | جعلتمونا نتوقف وكان لدينا إطار مثقوب وقام كلاً من (لو) و (تورك) بإصلاحه |
Kuzey Kulesi'nin lobisindeki pencereler paramparça olmuştu ve duvardaki mermer paneller patlamıştı. | Open Subtitles | أنفجرت النوافذ فى لوبى البرج الشمالى و ألواح الرخام خلعت من الحوائط |