| Evet ama her an suratımda flaşlar patlarken işimi yapamıyorum. | Open Subtitles | صحيح، ولكنني لا أستطيع القيام بعملي أثناء انفجارات الفلاشات في وجهي كل ثانية |
| ..bombalar patlarken uyuyarak geçirdi. | Open Subtitles | بوجود انفجارات تدوّي وهم نائمون |
| Evet, bu adamlar kışın Felluce'de bombalar patlarken uyuyordu. | Open Subtitles | -نعم لقد أمضوا فصول الشتاء بـ(الفلوجة) بوجود انفجارات تدوّي وهم نائمون |
| patlarken kimse olmayacak içeride. | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد في المنزل عندما يتفجر. |
| Bak, Will bomba patlarken oradaydı, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعي، لقد كان (ويل) موجوداً بالمتحف عندما انفجرت القنبلة، حسناً؟ |
| İlki baloncuk oluşurken, diğeri de baloncuk patlarken. | TED | واحدة عندما تتشكل الفقاعة والأخرى عندما تنفجر |
| patlarken içeride kimse olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك أحد في المنزل عندما يتفجر. |
| Kitt, jip patlarken Galt'ın, fazla tepki gösterdiğini belirtti. | Open Subtitles | كيت) لاحظ رد فعل (جالت) على الانفجار) عندما انفجرت السيارة ذات الدفع الرباعى |
| Mermiler havada uçuşurken el bombaları insanın ayağının dibinde patlarken Tanrı olsa, işerdi! | Open Subtitles | فالرصاص يتطاير في كل اتجاه والمفرقعات تنفجر تحت قدميك |
| Bir şeyleri patlarken izlemek çok tatmin edici. | Open Subtitles | مشاهدة أشياء تنفجر يظهر انه شيء مرضي جدا |
| Birbirleriyle zaman içinde iletişim kurmak için çok uzaklar; öyleyse bu bombalar nasıl birinin patlarken diğerinin patlamadan kalacağı bir durum yaratıyorar? | TED | إنهما بعيدتان جدا ليمكنهما التواصل مع بعضهما البعض في الوقت المناسب، فكيف تتآمر القنبلتان دائمًا بحيث تنفجر واحدة والأخرى لا تنفجر؟ |